Kaçmak ister ya insanın canı; şehirden, trafikten, gürültüden, egzostan, dört bir yanınızı saran betondan, asfalttan, çarpık yapılardan, çirkin tabelalardan, Boğaz'da salınan teknelerden gelen yüksek desibelli müzikten kaçmak; aynı zamanda günlük dertlerden tasalardan kaçmak; basite, öze, içe dönmek, yeniden kendini duyabilmek, kendini dinleyebilmek, huzurun tatlı kollarına bırakmak ve hatta orada öylece hamak misali salınmak...
İşte böyle bir arzuyla çıkıyorum yola bu sefer. İstikamet Behramkale; son durak Eren Konukevi. Feribotla geçtiğim Bandırma'dan Balıkesir üzerinden Behramkale'ye varıyorum. Behramkale'ye selam sarkıttıktan sonra devam ediyorum; yaklaşık 7 kilometre sonra Bektaş Köyü'ne sapıyorum, Sivrice Koyu'na tepeden bakıyor ve bu bakir doğanın tadını çıkarıyorum. Ve sonunda tam da aradığım o sakin sessiz cenneti bulmuş olmanın mutluluğuyla varıyorum Eren Konukevi'ne... Gözüm şöyle bir tarıyor bahçeyi; gördüğüm her kare zevk, keyif ve huzur dolu: her köşeden, ağaç dalından sarkıtılmış mor, pembe, beyaz çiçekler, bahçenin çeşitli köşelerinde çeşit çeşit minderle süslenmiş hamaklar, ışıl ışıl bir havuz, hemen yanı başına çimenlere atılmış ve ben üzerlerinde uyuyakalayım diye bekleyen devasa yer minderleri, hemen arkasında yan yana yerleştirilmiş, beyazlar içinde 4 müstakil oda. Ve incelikle inşa edilmiş bir büyük taş ev... Eren Konukevi daha evvel de misafir ağırlamış bir otel. Bu sene sezonun hemen öncesinde işletmesini devralmış olan Özsoydaş ailesi de turizm sektöründen gelen bir aile. Kısacası güzel bir güçler birliği oluşturmuşlar Eren Konukevi ve Özsoydaş ailesi. İlk karşılama - tanışma sohbetinin ardından Altuğ odama götürüyor beni. Roni Ruso tarafından tasarlanmış olan dört küp modülün her biri, bir çift kişilik yatak, duş-tuvalet, mini bar, şömine ve klimadan oluşuyor. Ne abartısı ne de bir eksiği var. Eğer istenirse odaya ek bir yatak yerleştirilerek üç kişilik geceleme de mümkün oluyor. Geceyi erken bitirmeye kararlıyım; hem yola erken çıkmanın hem de bu kekik ve karanfil kokulu yerde uyuyacağımı bilmenin verdiği rehavetle gözlerim kapanıveriyor geceyarısı olmadan. Uyuyakalmadan önce gördüğüm son kare siyah bir gökyüzünün üstüne serpişitirilmiş milyonlarca küçük ışık. "İşte gerçek bir yaz gecesi" diye mırıldandığımı hatırlıyorum.
Duygulara hitap eden kahvaltı
Sabah uyanıp bahçeye çıkmamla birlikte taş evde hummalı bir çalışma başlıyor. Ev yapımı dut reçelinden çörekotuyla ekstra lezzetlendirilmiş peynir çeşitlerine, taze köy yumurtasından hazırlanmış omletten Ayten Hanım'ın elinden çıkma şekersiz ve bol kuru meyveli muffin'lere kadar tüm duyularıma hitap eden harika bir kahvaltı ediyorum. Havuzu tercih edenler için hayat zaten çok kolay çünkü havuz hemen odaların önündeki boş alanda. Ancak benim gibi, "Buraya kadar gelmişken denize girmek isterim" diyenleri de sadece yaklaşık bir kilometrelik mesafede Türkiye'nin en güzel denizlerinden biri bekliyor. Burası Eren Konukevi'ne ait olan sahil kısmı. Gündüzleri plajından faydalanmakla kalmıyor, akşam yemeğinizi de burada yiyebiliyorsunuz. İster istemez derin bir nefes alıyor, Hayat ne güzel diye düşünüyorum.
İletişim Bilgileri:
www.erenkonukevi.com
0286 723 4046
0 530 606 6936