Bunca yıldır gazete okuyorsunuz, politikacıların sözlerini dinliyorsunuz, işadamlarına kulak veriyorsunuz...
Hiç “Benim çıkarım ne olacak?” diye soran birine rastladınız mı?
Herkes “ulusal çıkarlarımızın’” ne olacağıyla ilgili...
Kimse ne kendisinin, ne de kendisi gibi birer birey olan başkalarının çıkarlarıyla ilgileniyor... Hepimizin derdi “ulusal” çıkarlarımız!
Eminim bir kısımınız içinizden “e, ne var bunda?” dediniz hemen...
Bir kısmınız da sessizce gülümsediniz... Ulusal çıkar lafını her duyduğunuzda hissettiğiniz o tuhaf ürpeymeyle birlikte...
***
Siz ömrümüzü nasıl bir ülkede geçirmek istiyorsunuz?
Ben, düşüncelerin düşmanlık yaratmadığı, özgürce ifade edildiği, yaratıcılığın baskı altına alınmadığı, ucuz ve kaliteli hizmet alabildiğim, barış içinde mutlu bir ülkede yaşamak istiyorum doğrusu...
***
Bir silah tüccarının çıkarıyla benim çıkarım aynı mı mesela?
Onun çıkarı savaşta, benim çıkarım barışta.
İkimiz de aynı ulusun üyeleriysek, bizi aynı “ulusal çıkar” sözünün altında birleştirebilecek “çıkar” ne olabilir?
Bir siyasetçinin çıkarı “savaşta” ise benim çıkarım barışta ise, ortak çıkarımızdan nasıl söz edebiliriz?
***
Çıkarların çatıştığı bir toplumda “ulusal çıkar” sözcükleri beni hep ürkütür.
Kim karar veriyor “ulusal çıkarımızın” ne olduğuna?
Herkes kendi çıkarının “ulusal çıkar” olduğunu mu söylüyor yoksa?
***
Benim bireysel çıkarım “barışta”, ben ulusal çıkarımızın da barışta olduğuna inanıyorum.
Açıkça, “benim çıkarım bu, ulusal çıkarın da bu olduğuna inanıyorum” diyebiliyorum.
Peki, herhangi bir kimse, “benim bireysel çıkarım savaşta, ulusal çıkarın da savaşta olduğunu düşünüyorum,” diyebilir mi?
Diyemez.
Peki ne yapacak?
Kendi asıl çıkarının ne olduğunu söylemeden, bizi “ulusal çıkarın” onun bireysel çıkarıyla aynı olduğuna inandırmaya çalışacak.
Kendi çıkarını saklayacak.
Bir kısmınız yine aynı ürpermeyle gülümsediniz değil mi?
***
Biri “ulusal çıkardan” söz etti mi ben hemen “peki senin kişisel çıkarın ne” diye sormak isterim.
Asıl kilit orada çünkü.
“Ulusal çıkar” klişesinin ardındaki gerçekleri ortaya çıkaracak soru bu bence.
***
O yüzden ben ne zaman bu “ulusal çıkarlarımız” lafını duysam korkarım...
Kendi gerçek çıkarını söyleyemeyen birinin bizi bu “ulusal çıkar” lafıyla kandırmaya uğraştığını düşünürüm.
***
Şimdi “savaş” ve “ulusal çıkar” sözleri çoğaldı.
Savaşı savunanlara sorun bakalım onların kişisel çıkarları neymiş.
“Bizim kişisel çıkarımız da barış” derlerse, neden kişisel çıkarlarına aykırı bir işi savunduklarını sorun o zaman...
“Biz ulus için kendi çıkarımızdan vazgeçiyoruz” derlerse, ulusun çıkarına nasıl karar verdiklerini sorun.
Arkasından da, “savaş senin çıkarına değil, benim çıkarıma değil, peki ulusun hangi bireylerinin çıkarına” sorusunu ekleyin. Birkaç sorudan sonra “ulusal çıkar” sözünün arkasında neler saklandığını görürsünüz.
Tabii siz de bunu merak edenlerdenseniz...