Bugün 1 Mayıs... İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü.
Dün, bugünle ilgili sıradan bir şey konuşurken yeniden hatırladım 1 Mayıs’ın ülkemizde nasıl bir şey olduğunu… ‘Yollar kapalıdır, Taksim de kapalı, umarım kan dökülmez’ dedi aramızdan biri...
Hala bu konuşmaları yapıyor olmamıza ‘şaşırdım’ diyemeyeceğim ama üzüldüm.
Hemen geçen sene ne yazmışım diye merak ettim...
Yazıyı 1 Mayıs’ın ardından yazmışım ve şöyle başlamışım yazıya; ‘Sokakları siz de benim gibi seyrettiniz, kiminiz de o ateşin içindeydiniz…’
***
Tam 38 sene geçti 1977’deki kanlı 1 Mayıs’ın üzerinden...
33. yılında 2010’da yani, ilk kez 150 bin kişinin katıldığı yürüyüşle kutlandı 1 Mayıs…
Hala o nasıl oldu diye düşünüyorum çünkü bir daha böyle bir şey ne gördük ne duyduk. O, bir rüya olarak kaldı anılarımızda.
***
Rahat rahat kutlanamaması bir yana hâlâ 1 Mayıs 1977 olaylarının içyüzü karanlık...
Hatta o karanlık aydınlatılmadan Taksim’e davulla yürümek, izin bile verilmiş olsa beni tam mutlu etmiyor doğrusu.
Haksız mıyım?
O karanlık öyle dururken içimiz rahat eder mi Taksim’e çıktık diye...
***
1 Mayıs 1977 katliamı aydınlanmalı, bu ülkenin her karanlık noktası gibi…
O dönemin en yetkili ismi Başbakan Demirel’di… 1 Mayıs Katliamı’nı anlatan bir röportaj yapsa ve anlatsa bize, ne oldu o gün... Bugün 90 yaşında Demirel...
Eğer sağlığı yerindeyse bu hediyeyi verebilir bizlere, öyle değil mi?
Hatta belki kendine...
***
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Metin Dirimtekin de yanılmıyorsam hayatta.
O bilmiyor mudur?
İşin ilginç tarafı, Dirimtekin’den hemen sonra, 22 Ekim 1977’de Vecdi Gönül, geçtiğimiz senelerin Milli Savunma Bakanı, bu göreve gelmiş.
Vecdi Gönül o dönem göreve geldikten sonra ‘5 ay önce ne oldu?’ diye merak etmemiş midir? Etmez mi insan?
***
Dönemin İstanbul Valisi Namık Kemal Şentürk de yanılmıyorsam hayatta; herhalde bu olayla ilgili bir şeyler biliyordur. Dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar... O aramızda artık yok ama askeriyede bu olayın bir dosyası vardır.
Dönemin İçişleri Bakanı Sebahattin Özbek de bugün aramızda yok; ancak, görevi devraldığı Oğuzhan Asiltürk hayatta ve muhtemelen konuya dair bir bilgiye sahiptir.
***
Neden hiç kimse bugüne kadar anlatmadı bize ya da neden şimdi anlatmıyor: 1 Mayıs 1977 günü kalabalıkların üzerine ateş açanlar kimlerdi, kim öldürdü onca masum insanı?
37 senelik bu sırrı niye çözemiyoruz?
Hâlâ ‘yakalanamayan’ devlet içindeki bir çete, Türkiye’yi 12 Eylül darbesine götürmek için 1 Mayıs 1977 yılında büyük bir katliam düzenledi, bu açık...
Ama bunu kimler yaptı, bilmiyoruz...
***
2015 yılına geldik...
Bugün bakalım neler olacak, 1977 kanlı karanlığına ne ayıplar, ne acılar karışacak.
Taksim’in yolları yine işçilere kapalı…
Geçen sene bugünün ardından ‘Yine biber gazları, yine plastik mermiler vardı sokaklarda…’ diye yazmışım...
Daha ne kadar böyle yazılar yazacağız?
Belki daha da önemlisi, neden bu ülke devletle ilgili karanlıkları hiç aydınlatmaz…
Ve sürekli karanlığın üzerine yeni karanlık ekler?
Neden...