Ankara’daki patlamaya yayın yasağı gelmiş.
İktidarın sorumlu olabileceği, eleştirilebileceği hangi konuda yayın yasağı gelmiyor ki?
“İktidarı eleştirmek, hatalarını, ihmallerini sorgulamak yasaktır” diye bir yasa ya da yasak çıkarsalar da rahat etseler.
Bu yayın yasaklarının toplumu susturduğunu sanıyorlarsa, onlara kötü haberi vereyim, hayır kimse susmuyor, herkes, her yerde bunu konuşuyor.
Bu kadar büyük bir acının üstü öyle yayın yasaklarıyla falan örtülemez.
***
Madem Ankara’yı gazetelerde yazmak, sorgulamak, eleştirmek yasak, o zaman gelin biz de Suruç’taki patlamadan söz edelim.
Orada neler oluyor ona bakalım.
***
Bugün gazetesinde okudum; Suruç katliamı dosyası hala Emniyet’teymiş... Savcının önüne dosya hala gelmemiş...
33 kişinin hayatını kaybettiği Suruç saldırısının üzerinden yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen olayda hayatını kaybeden gençlerin otopsi raporlarının bile tamamlanmadığı ortaya çıkmış...
Dosyanın hala Emniyet’te olduğunu ve savcıya gönderilmediğini belirten avukat Özlem Gümüştaş, “Suruç çözülseydi Ankara’daki patlama önlenebilirdi” diyor.
Haksız mı?
***
Ankara’da 97 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının 20 Temmuz’da Suruç’taki bombalı saldırıyla olan benzerliğini, suçluların iki kardeş çıktığını düşünürsek... İnsan bu soruyu sormadan duramıyor doğrusu “Suruç’u niye çözmediniz?”
Diyarbakır, Suruç, Ankara...
Her bir patlama bir diğerinin verisi aslında,zincirleme gidiyor.
***
Ve Avukat Özlem Gümüştaş, soruşturma kapsamında gizlilik kararı alındığını hatırlatarak “Dosyayı inceleyemiyoruz,hiçbir evrak alamıyoruz. Otopsi raporlarını da alamıyoruz. Otopsi raporları gizlilik kapsamına girmez. Ayrıca biz şüpheli veya şüpheli vekili değiliz, müşteki vekiliyiz. Kısıtlılık kararı şüpheli ve şüpheli müdafinin belge almasını kısıtlayan bir araçtır. Gizlilik kararı bize niye uygulanıyor” diye soruyor...
Var mı bu avukata verilecek bir cevap.
Yok. Verilen tek cevap şu: Susun, konuşmayın.
***
İnsanlar patlamalarla ölüp duruyor.
Kimin bombaları patlatacağı aylardan beri biliniyor, defalarca gazetelerde yazılmış.
Ama yakalanmamışlar, engellenmemişler.
Onlar da gelip öldürmüşler.
***
Kimin ihmali, aldırmazlığı ya da suç ortaklığı var bu patlamalarda? Nasıl her patlama göz göre göre gerçekleşmiş?
Ölenler bizim insanlarımız ama… Bu soruları her sorduğumuzda cevap aynı:
“Susun, konuşmayın, sormayın, araştırmayın…Kaderinize razı olup bir sonraki bombalamayı bekleyin.”
***
Gazeteleri, televizyonları susturabilrsiniz… Ama halkı susturamıyorsunuz…
İnsanlar konuşuyor, soruyor, araştırıyor.
Susmayacaklar…
Unutmayacaklar… Yeryüzünde, bu yaşananları halka unutturacak bir mahkeme de bulunmuyor.