Geçen gece camiye gittim, teravih namazı vardı,kalabalıktı.
Kadınlar bölümüne geçtim...
Oturdum... Caminin büyük ışıklarına ve o ışıklar altında namaz kılan insanlara baktım...
Tuhaf bir hisse kapıldım, o ışıkları ve birlikte ibadet eden insanları görmek bende dünyaya kainattan bakıyormuşum hissi uyandırdı nedense?
***
İnsanların düşündüm...
Kendimi...
Caminin, insanı kendi özüne yaklaştıran, o özü sorgulamasına yol açan bir etkisi var.
Bu histen kaçamıyorsunuz...
Kendi önemsizliğini, hırslı taleplerin anlamsızlığını,sonsuza dek yaşayacakmışsın yanılgısına kapılmanın yersizliğini içinde saklı olan gücü bütün ruhunda hissediyorsun.
***
Bir başka kimlik, bir başka yüz, bir başka insan beliriyor içinde.
Genelde fark etmediğin yanlarının farkına varıyorsun.
Camilerde karşılaştığımız kendimiz, başka zamanlarda nereye saklanıyor acaba?
Hiç düşündünüz mü, bu olgun, mütevazi, kanaatkar, hoşgörülü yanımız niye başka zamanlarda keskinlikle hissedilmiyor?
***
Hayatla ilgili sorular ve endişeler anlamlarını yitiriyor camide otururken.
O yüzden mi camilerde huzur buluyoruz acaba?
Sonsuzlukla karşılaşmak, sonsuzluğu hissetmek mi bizi böyle huzura kavuşturuyor?
Küçücük hayatlarımızı çok önemli görmenin anlamsızlığını ve içimizde saklı olan gücü kavramak, bizi kendi üstümüzdeki baskılardan mı kurtarıyor?
Sonsuzluk duygusu özgürleştiriyor mu bizi?
***
Hepimiz, biraz kendimizin, tutkularımızın, arzularımızın esiriyiz.
Sonsuzlukla karşılaşmak, bizi esir eden bu zincirleri kırıyor sanki…
Bizi özgürleştiriyor.
O özgürlükte huzuru buluyor insan sanırım.
Allah’a en yakın olduğunu bildiğinde kendine yaklaşıyor insan...
***
İbadet eden insanların arasında kendimi çok huzurlu hissettim o gece...
Onlar ibadet ederken ne hissediyorlardı bilmiyorum.
Ben sonsuzluğun soluğunu hissettim içimde.
O sonsuzluk beni benden kurtardı.
Özgürleştirdi beni.
Kendimden kurtulmuş olarak, huzurlu bir halde ayrıldım camiden.
Bu huzur için bir minnet duydum.