Müslümanlık hâlâ reformunu yaşamadı...

Geçen günkü “teravih namazına gittim, insanları izledim, camilerdeki huzur insanı özgürleştiriyor sanki” diyen yazıma pek çok mail geldi...

Tabii ki, çok destekleyen kadar şu dönemde camiden bahsetmenin doğru olmadığını söyleyenler ve kızanlar da vardı...

Çünkü artık “cami” kelimesi siyasete ait bir kelime haline geldi.

Cami ile sadece camiyi anlatmanız çok zor.

***

Çoğumuzun Müslüman olduğu bir ülkede cami kelimesi ile camiyi anlatamamak aslında ne yaşamakta olduğumuzun da oldukça iyi bir göstergesi.

Hem siyaseten hem Müslümanlık açısından...

“İslam” fazlasıyla siyasi, IŞİD gibi örgütlerin elinde de inanılmaz biçimde vahşi bir kavram haline geldi.

Siyasal İslamcılarla IŞİD türü örgütler, bir caminin huzurunu anlatma isteğini bile zehirli bir tartışma konusu haline getirmeyi başardılar doğrusu...

***

Babam bunu birkaç defa yazmıştı, beraber de pek çok defa konuşmuştuk...

“Müslümanlık kaç yaşında?

1500’lü yaşlarında.

Peki, Hristiyanlık 1500 yaşındayken, Hristiyanlar ne yaşıyordu?

Hristiyanlık 1500 yaşında Ortaçağ’ı yaşıyordu, meydanlarda adam yakıyordu.

Haberin Devamı

Sanırım Müslümanlık da şimdi kendi ‘ortaçağından’ geçiyor,” diye anlatır hep Müslümanlıktan söz açıldığında...

***

Hristiyanlık kendi reformunu yaşadı...

Müslümanlık henüz kendi reformunu yaşamadı.

Müslümanlık da bir gün bu siyasi takıntılardan, öldürme isteğinden, alınganlıktan kurtulacak, daha yaratıcı, daha kendine güvenli bir aşamaya geçecek.

Buna eminim.

***

Üstelik de buna bir umuttan daha fazla inanıyorum çünkü bunun aynı zamanda ekonomik ve siyasi sebebleri de var...

Müslüman ülkeler arasında gelişmiş, kalkınmış bir toplum yok ne yazık ki…

İslam ülkelerine baktığında çoğunun bilgisayar yerine hala delice bir iştahla silah alan ülkeler olduğunu görüyorsun.

Bu bilgisayar dünyasının isteği birşey değil, iyi bir müşteri olman için gelişmen lazım...

Müslümanlar ise Toplumlarının gelişimini değil, yöneticilerinin daha “güçlü” olmasını amaçlıyor.

Herkesi korkutmak istiyorlar.

***

Gelişmiş ülkelerle, fakir ve öfkeli Müslüman ülkeler arasındaki makasın büyümesi, herkes için bir felakete dönüşecek böyle giderse.

Haberin Devamı

Düşmanlığın üstesinden gelinemeyecek.

Bu yüzden ben Müslümanlarla Hristiyanların, bu kopuşu önleyecek projeleri el birliğiyle geliştirmek zorunda kalacaklarını düşünüyorum ben...

Dünya, bu düşmanlığı ve şiddeti çok fazla sürdürmez.

Müslümanların da kalkınıp gelişmesi gerekiyor....

Ve bir zaman sonra bu mutlaka olacaktır.

***

Müslümanların gelişmesinde, Müslümanların ve Hristiyanların ortak çıkarı var bana sorarsanız...

Bu ortak çıkar, Müslümanların kendi ortaçağlarını daha kolay aşmalarına da yardımcı olacak sanırım...

O zaman camiye, kiliseye, sinagoga ya da cem evine gitmek, gördüklerini yazmak - ki bu ara bir cemevi ritüeli de çok görmek isterim doğrusu – “tuhaf” olmayacak...

***

Türkiye bu işin öncülüğünü yapmaya aday ülkelerin başında geliyor.

Türkiye demokratikleşip zenginleştikçe, kendi refahı,gelişmişliği ve olgunluğuyla Müslüman dünyanın da “ortaçağı”nı aşmasına yardımcı olabilecek bir rol modeli olabilir çünkü...

O zaman da “cami” dediğinde sadece cami anlaşılır. Camide hissettiğin huzuru anlattığında, bu sadece camideki huzuru anlatan bir yazı olarak okunur.

Haberin Devamı

Fena bir istek değil, değil mi?

DİĞER YENİ YAZILAR