Ramazan başladı…
İlk sahurlarına kalktı inananlar.
Doğrusu sahuru da, iftarı da çocukluğumdan beri çok severim ben.
Bir neşesi, güçlü bir enerjisi olduğuna inanırım…
Iftar sofralarına bayılırım...
O masaların tadı başkadır gerçekten...
Bir ay boyunca ne çok iftar masası kurulacak kimbilir... Heryerde...
Benim en çok ilgimi çeken ise Resmi iftarlar...gülümseyerek iftar yapan ne az inanan göreceğiz oralarda, bakın etrafınıza gittiğiniz iftarlarda, yanılmadığımı göreceksiniz…
Ne garip değil mi kahkaha ve dindarlık pek yanyana gelmiyor bizim buralarda.
***
Bizde nedense din hep şekilde kaldı, bir türlü kalbe inmedi…
Dürüstlük, iyi ahlak, terbiyenin de dindarlıkla yanyana gelmemesine şaşmıyorum o yüzden…
O asık yüzleriyle, aşırı ciddiyetleriyle, şekle olan düşkünlükleriyle özdeki asıl büyük eksikliği saklamaya çalışıyorlar diye düşünüyorum bazen.
Cennetinde neşe ve sevinç vaad eden bir din neden dünyadaki inançlılardan sadece sertlik, hoyratlık, korkutuculuk, asık yüzlülük beklesin, ben bunu anlamıyorum.
***
Ramazanlarda akşam ezanından sonra boşalan sokaklarda, iyice gölgelenen alacakaranlık kaldırımlarda ağır ağır yürüyerek eve giderdim.
Elimde pide kuyruğuna girilip alınmış sıcak pide…
Boş sokaklarda içime bir yalnızlık çökerdi.
Çoğu insana sabah ezanı yalnızlığı hatırlatır, bana sabah ezanları kuvvet verir ama akşam ezanı, hele de yaz aylarının aydınlığı henüz tükenmemiş ama parlaklığını kaybetmiş akşamlarında boş sokaklarda yankılanan sesiyle içimi sızlatır…
Şimdi yine o mevsim geldi işte…
Hayalimdeki mutlu iftar sofraları ve yaz akşamlarının yalnız ezan sesleri.
***
Dindarlar pek az gülümsüyor...
İstanbul’da en iyi din sohbetleri hangi camilerde yapılıyor acaba?
Gitmek istediğim geçiyor aklımdan iftarı beklerken, İçimde hissettiğim o dinmeyen, çocukluğumdan kalma yalnızlıkla, o sonsuzluğu hissetmek iyi gelir diye düşünüyorum...
İnançsız biri için tuhaf inançlarım var benim…
Kendime inançsız demem, hakiki inananlardan utandığım için aslında.
İnanmaya yatkın, dinden ve dindarlardan hoşlanan bir yan var içimde.
***
Ramazan’dan gene etkileniyorum şimdi, iftar sofralarının mutluluğunu gene hayal ediyorum...
Bu sefer farklı birşey yapıyorum ama...
Ahmed Hulusi okuyorum...
İslamı bilimsel gerçeklerle anlatan kitaplarını büyük bir merakla okuyorum hatta bugünlerde.
Ve size birşey söyleyeyim mi, Ramazan boyunca Ahmet Hulusi’den çok yazılar yazacağım gibi geliyor bana...
İçimdeki dine cevap buluyorum bu Ramazan..