Bu başlıklı yazıyı 2011 yılında Haziran seçimlerine 5 ay kala yazmışım.
Demişim ki, “2011 seçimleri haziranda yapılacak. AK Parti, en az yüzde 45’lerle bu seçimi almayı planlıyor. İşin uzmanları bunun bir hayal olmadığını söylüyor.
Cumhurbaşkanı Gül, 2007’de Cumhurbaşkanı seçildi.
‘Süresi beş yıl mı, yedi yıl mı karar verilemedi’derken, yedi yıl olacakmış gibi gözüküyor.
2011 seçimlerini alan AK Parti, 2015 haziranına kadar ülkeyi yönetecek ve Tayyip Erdoğan başbakanlık görevine devam edecek.
Yedi yıl cumhurbaşkanlığı yapan Gül’ün görev süresi 2014 Ağustosu’nda bitecek.
Erdoğan’ın o sırada başbakanlıkta daha bir yılı olmasına rağmen...
Cumhurbaşkanlığına aday olacak.
2014’de Cumhurbaşkanı olacak Tayyip Erdoğan, ‘beş artı beş’ formülüyle 2024 yılına kadar Cumhurbaşkanı kalabilecek böylece.
Bu arada anayasa değiştirilip ‘başkanlık’ sistemi getirilecek.
Kısacası Tayyip Erdoğan, 2024’e kadar bu ülkeyi yönetecek.
Bunun için bu seçimde yüzde 45, hatta belki de yüzde 50 oy alması gerekiyor.
Böyle bakınca, şu an Türkiye’de yaşanan ne çok şey anlaşılır hale geliyor, değil mi?”
***
Dört sene geçmiş bu yazının üzerinden…
Bugüne dek her şey de yazıda anlatıldığı gibi olmuş.
Bunu çoğumuz biliyorduk zaten...
Bunu CHP ve diğer partiler de biliyordu. Ve hiçbir şey yapamadılar...
Bu planı kendi siyasi akıl ve planlarıyla bozamadılar...
Geçen gün bu yazımı bana bir okuyucu çok kızgın ifadelerle uzun bir mektup yazarak yollamış...
“Bunu yazmanızın hiçbir önemi yoktu, bunu engelleyecek ne yaptınız?” demiş...
***
Bu soruya, kızgın okuyucumu biraz daha kızdırmayı göze alarak cevap vermeye çalışacağım.
Benim dört sene önce anlattığım ve tıkır tıkır işleyen bu planın gerçekleşmesinden memnun değil misiniz?
Bunun 2024’e kadar uzanmasını istemiyor musunuz?
O zaman başkalarına “ne yaptın” diye sormayacaksınız.
Kendinize dönüp “ben ne yaptım” diye soracaksınız?
***
Karşı çıktığınız bu planın gerçekleşmesini önlemek için ne yaptınız?
Bir siyasi harekete ya da bir sivil toplum örgütüne katıldınız mı?
Kapı kapı dolaşıp örgütünüzle birlikte bu planın yaratacağına inandığınız olumsuz sonuçları anlattınız mı?
Tuttuğunuz, desteklediğiniz partinin siyasi eksiklikleri üzerine kafa yordunuz mu?
CHP’liyseniz Kemalizmin, MHP’liyseniz milliyetçiliğin, HDP’liyseniz Türkiyelileşmekteki zorlukların yarattığı sorunları analiz ettiniz mi?
Eleştirilerinizi dile getirdiniz mi?
Önerilerinizi ortaya koydunuz mu?
Yoksa sadece öfkelenmekle mi yetindiniz?
AKP’ye kızmanın yeterli olduğunu mu düşündünüz?
***
Muhalefetin bu planı önlemesinin benim görebildiğim tek bir yolu var…
Demokrasi, özgürlük, adalet ve eşitlik anlayışı çerçevesinde anlaşmak.
Siyasi bir anlaşmadan söz etmiyorum, ilkeler üstünde bir anlaşmadan söz ediyorum.
Bu değerlere sahip çıkmaktan, bu değerler için mücadele etmekten söz ediyorum.
Ben bir gazetede yazı yazıyorum.
Benim işim, gücüm yettiğince, dilim döndüğünce düşüncelerimi anlatmak, öngörülerimi dile getirmek, olabilecekleri söyleyip, önerilerimi yazmak.
Ben bunu yapıyorum...
Ve, bu plandan şikayetçi olan bütün kızgın okurlarıma soruyorum.
Siz ne yapıyorsunuz?