Dün Ankara'da ilginç bir olay yaşandı. Kuşkusuz bugün gazetelerde çarşaf çarşaf fotoğraflarını göreceksiniz.
Bizim köşeyi kimsenin giydiği zevkli veya zevksiz kıyafetler ilgilendirmiyor.
Tansu Çiller çok zevkli giyinir, dünya modasını yakından izlerdi. Hatta aldığı oylardan bir kısmı da buradan kaynaklandı. Ama Çiller en kötü Başbakanlık örneklerinden birisini verdi. Bir başkası da çok zevksiz ve çirkin giyinebilir ama iyi bir performans sergileyebilir. İşin bu kısmı bizi ilgilendirmiyor.
Meğer ki...
Piyasalarla ilgisi olsun.

Al ve sat sinyalleri...
Al ve sat sinyali vermek son derece riskli bir şeydir. Çok dikkatli ve temkinli gitmek gerekir.
4 Kasım sabahından beri biz gerek borsa gerekse bonoda "Alım" yönünde olunmasının daha doğru olabileceğini duyuruyorduk. Fiyatlar hızla yukarı gidecekti... Bunun analizini belli bir ölçüde okurlara duyurmuştuk.
Ama aynı zamanda da durumun çok riskli olduğunu ve AKP yöneticilerinin geçmişlerinden kaynaklanan bazı soru işaretlerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini yazmıştık. Bu arada önemli bir ekleme yapmıştık...
Bu riskler kısa ve orta vade için değil... Uzun vade için geçerliydi.

Dünkü olay
Bu açıdan bakıldığında dünkü olay epey erken oldu. Ama yatırımcı açısından belki de daha iyi.
Çünkü bu şekilde yatırımcı daha temkinli gidecek.
Henüz bir "Satın" sinyali vermek istemiyoruz. Bunun için vaktin (çok) erken olduğunu düşünüyoruz. Ama meseleyi burada açmakta yarar var.
Olayın sadece iki yönüne değineceğiz. Birisi sürtüşme ortamı... Diğeri de Avrupa Birliği vatandaşlarının bazı konularda ne düşündükleri.

Sürtüşmenin zararları...
AKP'nin başarısız olmasını isteyenlerin ilk yapacağı şey şimdiki makul ve ılımlı ortamı ortadan kaldırmak ve bunu bir sürtüşmeye döndürmektir.
Ama bizi ilgilendiren bu değil. Bizi esas ilgilendiren, piyasaların buna vereceği tepkidir.
Bir sürtüşme ortamının oluşacağı anlaşılırsa hem borsada hem de bonoda piyasalar tek kelimeyle... Çöker. Bir hafta bile almaz.
Bizim işimiz de bunu önceden yakalayıp okurlara duyurmak.

AB standartları
Sayın Erdoğan (nerdeyse) bizim gibi bir çalışma temposu tutturmuş gidiyor. Avrupa başkentlerinde mekik dokuyor. Bir saati bile boş geçirmiyor, oradan oraya koşuyor.
Çok da akıllıca bir iş yapıyor. Çünkü AB'den bir tarih alınabilirse bu büyük bir başarı olacak... Zaten bizim şimdiye kadar "Alın" dememizin önemli bir nedeni de bu.
Burada da... Yatırımcılara bir söyleyeceğimiz var.
AB bir kulüptür. Oraya girmek için "insan haklarını" vs. kullanamazsınız. İsterlerse sizi alırlar. İstemezlerse almazlar.
Haklarıdır.
Buna da kimsenin diyecek bir şeyi yoktur. Bu noktanın iyi anlaşılması gerekir. Nedeni de şu.
Bugün gazetelerde yer alan fotoğrafların bazıları kuşkusuz Avrupa gazetelerinde de çıkmış olacak. Biz Avrupalı'yı yakından tanırız ve şunu biliyoruz....
Avrupa vatandaşları AB üyesi vatandaşlarından belli bir davranış, belli bir standart bekler. Şundan kuşkunuz olmasın ki Sayın Erdoğan'ın gezileri sırasında olumlu etkilediği kişilerden daha fazla sayıdaki Avrupalı bugün gazetelerde yer alan fotoğraflardan olumsuz etkilenecektir.
Nedenlerine girmeyelim.

Sonuç
Henüz "Satın" sinyali vermek istemiyoruz. Dün yaşanan istisnai bir olay olabilir.
Ama böyle giderse... "Satın" sinyali bizim tahminimizden epeyi önce gelecek. İlk etapta da "bonocular" fena bir hit yiyecek.