SINIRÖTESİ harekat gecikiyor. Başbakan Erdoğan PKK’yı silah bırakmaya, “düz ova” da değil de “şehirler” de siyaset yapmaya çağırıyor. Talabani ve Barzani sadece PKK’yı hedef alacak, sınırlı operasyonlara itirazları olmadığını söylüyorlar. Bütün bunlar, “kapsamlı bir harekât” tan ziyade “kapsamlı bir plan” ın gündemde olduğu rivayetlerine yol açıyor.
Kimilerine göre bu planın temelleri ABD Dışışleri Bakanı Rice’ın Türkiye ziyaretinde atıldı, Başbakan Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Başkan Bush ile görüşmesindeyse son şeklinin verildiğini öne sürüyorlar. PKK sorununun silahtan ziyade siyaset yoluyla çözülmesi hedeflendiğini düşünen ve bunu olumlu bir strateji olarak görenler, yine de bu planın neleri kapsadığını bilememekten şikayetçiler.
Kapsamlı değil
Erdoğan-Bush görüşmesini Washington’da izledim. Türk heyetinden birçok kişiyle konuyu tartışma imkanım oldu. Kuşkusuz, yıllar süren oyalamalardan sonra Amerikalıların PKK’yı alenen “düşman” ilan etme noktasına gelmiş olması önemlidir. Ancak ortada çok “kapsamlı” bir plan olduğunu ve çok gizli saklı şeylerin tezgahlandığını sanmıyorum. Beyaz Saray zirvesinden sonra yakın gelecekte şöyle bir sürecin yaşanacağını iddia etmiştim:
1) İlkin Amerikalılar PKK’nın Kuzey Irak’taki lojistik desteğinin kurutulması ve lider kadronun tasfiyesi için Türkiye’ye anlık istihbarat verecekler;
2) Ardından Irak Kürtleri Türk güvenlik güçleriyle PKK arasında çıkacak çatışmalara seyirci kalacaklar;
3) Türkiye de, Irak Kürtlerinin otorite ve prestijini gözeterek, sivilleri hiçbir şekilde rahatsız etmeyecek şekilde Kuzey Irak’taki PKK kamplarına, lider kadrolarına ve yasal faaliyet yürüten mekanlara baskınlar düzenleyecek.
4) Bir yandan Irak’ta PKK’ya öldürücü darbeler indirilirken, diğer taraftan militanları silah bırakmaya teşvik etmek için Türkiye’de yeni siyasi açılımlara gidilecek.
Öneş’in açılımları
Burada MİT’in İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcılığından yakın zaman önce emekli olan Cevat Öneş’in görüşlerinden söz etmek şart. Ona göre PKK Irak’tan askeri operasyon yapılmadan da bitirilebilir. Taraf Gazetesi’nde Neşe Düzel’e, Washington’da PKK’nın tasfiyesine karar verildiğini ileri süren Öneş şöyle devam ediyor: “ABD ’silahları bırakın, Irak’ı terk edin’talimatı verdiği anda PKK Irak’ta biter.” Çünkü Öneş’e göre PKK’nın Irak’ta kaç tane gücü olursa olsun “gerçek bir güçten söz edilemez”.
Keşke işler Öneş’in tarif ettiği gibi kolay olabilse. Kendisinin PKK’nın gücünü hafifseyip ABD’ninkini abarttığını düşünüyorum. Bununla birlikte Kürt ve PKK sorunları konusunda gönüllü ya da zorunlu otosansürün ağırlığını iyice hissettirdiği şu günlerde Öneş’i cesareti için tebrik etmeliyiz. Örneğin Kürt sorunun sivil çözümü üzerine doğru şeyler söylüyor. PKK sorununun çözümü içinse, anladığım kadarıyla “Eve Dönüş Yasası” nın daha cazip hale getirilip alt düzey kadrolara bir tür “örtülü af” çıkarılması, PKK lider kadrosunun Kuzey Avrupa’da sürgüne gönderilmesi gibi, Öcalan’ın teslim edilmesinden sonra gündeme gelip cesaret edilemeyen adımların bugün atılabileceğini ima ediyor. Nitekim “silahların bıraktırılması konusunda Öcalan’ın katkısı olabileceğini düşünüyorum” da diyebiliyor.
Fakat aynı röportajda, isabetli bir biçimde Öcalan’ın PKK içindeki konumunu “manevi ve sembolik lider” olarak tanımlıyor. Peki o zaman PKK’nın Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu gibi yaşlı yöneticileri nasıl ikna edilecek?
Hatırlanacağı gibi itirafçı kadın doktor S.S. şu uyarıda bulunmuştu: “Bu kesimin, PKK içinde yaşama dışında hiçbir seçeneği yoktur. Türkiye içinde yapılacak hiçbir siyasi açılım, çözüm bu grubu ilgilendirmemektedir. Hatta Türkiye’de gelişen demokratik ortamı baltalamak bu grubun en önemli hedefleri arasındadır. Örgütün ortaya koyduğu temel siyasi hedefler kabul edilip örgütün legal bir duruma gelmesini dahi kabul etmezler. Ancak ve ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürdistan adında bir devlet kurması ve başına da kendilerini getirmesiyle tatmin olabilirler.”
Operasyon kaçınılmaz
Sanıldığından ve umulduğundan daha zor bir süreçten geçiyoruz. Öneş’in ileri sürdüğü gibi “silahsız çözüm” şansı bulunsa bile, bu saatten sonra K. Irak’taki PKK varlığına karşı askeri operasyon düzenlememe ihtimalinin kaldığını sanmıyorum. Çünkü hükümet ve TSK, kendilerini, son Gabar ve Dağlıca saldırılarının hesabını sormak zorunda hissediyorlar. Aksi bir durumu Türk kamuoyuna izah edebilmeleri çok güç olur. Yine de PKK’ya yönelik misillemelerin ortamı daha da sertleştirip çözümü daha imkansız hale getirmemesi için dozajda ayarlama yapılabilir.
İstihbarat paylaşımının başladığını Dışişleri Bakanı Ali Babacan açıkladı. Kürt liderler de “nötr” kalacaklarını resmen ilan ettiler. Şimdi geriye “nokta operasyonlar” ı kaldı. O aşamadan sonraysa, yeni siyasi açılımları bekleyeceğiz; dört gözle.
Keşke PKK’nın tasfiyesi Cevat Öneş’in tarif ettiği gibi kolay olabilse
Haberin Devamı