Öncelikle Hamas’ın sivillere yönelik terör eylemlerini eleştirmekle birlikte onu bir “terör örgütü” olarak görmediğimin altını çizmeliyim. Ortadoğu’da Hamas’ı dışlayarak barışın hayal olduğunu, bu hareketin mutlaka sürece dahil edilmesi gerektiğini savunuyorum.
Bu bağlamda AKP’nin dün, seçim zaferinin hemen ardından Halid Meşal’i davet etmesini “cesur bir hareket” olarak övmüştüm, bugün de Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan gibi ülkelerin yüzüstü bıraktığı Hamas’a el uzatmalarını; Filistin halkından en fazla oy almış olan bu hareketle diğer Filistin örgütleri, Batı dünyası ve İsrail arasında bir nevi köprü rolüne soyunmalarını takdir ediyorum.
Her zaman Filistin halkından yana olmam, İsrail devletinin katliamlarını ve zulümlerini eleştirmem, Hamas’ı meşru bir aktör olarak görmem ve AKP’nin Filistin ve Hamas politikalarını ana hatlarıyla destekleyen ender sayıda gazetecilerden olmam (ve hatta bu yüzden onca saldırı, karalama ve hakarete maruz kalmam) Erdoğan’ın önceki gün Davos’ta sergilediği davranışı kayıtsız şartsız desteklememi gerektirmez.
Bana göre Erdoğan Davos’ta diplomasi dışına çıkarak yanlış yaptı. Kimileri, tam tersine onun Türk diplomasisinde bir devrim yaptığına inanıyor.
Bana göre Erdoğan Şimon Peres’in tuzağına düştü. Kimileri, ava giden Peres’in Erdoğan tarafından avlandığına inanıyor.
Bana göre Erdoğan, AKP’nin kuruluş sürecinden itibaren haddinden fazla muhatap aldığı Batı’daki Yahudi lobisini bu hareketiyle iyice karşısına aldı ve bunun şu ya da bu şekilde bir faturası olacak. Kimileri, tam tersine Türkiye ve Erdoğan’ın elinin bu sayede daha da güçlendiğini savunuyor...
Bu türden tartışmalar son derece normaldir ve hatta ülkemizde demokrasinin işlediğinin işaretleridir. Fakat birçok konuda olduğu gibi bu sefer de tartışmayı bir kavga, hatta savaşa dönüştürmek isteyen epey kişi var. Erdoğan’ı “Davos fatihi” ilan edenler, aynı görüşte olmayanları bir çırpıda “vatan haini” olarak damgalayabiliyorlar.
İnsan onca hakaret ve tehdite muhatap olunca sormadan edemiyor: “Madem Erdoğan tartışmasız bir şekilde o kadar soylu bir çıkış yaptı, onu göklere çıkartan bu kişiler neden herhangi bir eleştiriye tahammül edemezler?” “Eğer liderlerine sahiden o kadar çok güveniyorlarsa, bu öfke, bu şiddet neden?”
Bundan 15 yıl önce “yükselen liberal İslami dalganın lideri” olabileceğini yazdığım Erdoğan’ın bu misyonu tam olarak benimseyip sindirebildiğinden emin değilim. Onun ve hareketinin etrafında “öteki”ni “cehennem” olarak görenler bulunuyor ve bunların oranı az olsa bile sesleri çok çıkıyor. Daha önemlisi bu “faşizan” çevrelerin Erdoğan tarafından dışlandığına da tanık olamıyoruz.
AKP Lideri kendisinin kesinlikle anti-semitik yani Yahudi düşmanı olmadığını söylüyor ki samimiyetine sonuna kadar inanıyorum. Eğer kendisi de benim samimiyetime inanıyorsa, Davos’taki çıkışının Yahudi düşmanlığını tırmandırdığı yolundaki gözlemimi ciddiye almasını dilerim. Örneğin kendisini eleştirdiğim için aldığım öfke dolu mesajların bazıları Yahudi düşmanlığının en çirkin örnekleriyle dolu. (Onların pisliğine alet olmamak için bunlara yazımda yer vermiyorum.)
“Davos fatihi” demeyen “vatan haini” ilan ediliyor
Haberin Devamı