Dün TBMM’de üç büyük partinin, yani AKP, CHP ve MHP’nin grup toplantılarını izledim. Sadece liderler, yani Erdoğan, Baykal ve Bahçeli konuştu. Üçünde de gündemin ana maddesi PKK terörüydü. Üç lider, birbirinden farklı üç yaklaşımı seslendirdi.
Erdoğan “güvercin” di, yani askeri çözüm yerine diplomatik ve siyasi arayışları ön plana çıkarıyor; demokrasi ve hukuk devletine halel gelmesinden kaygılanıyordu. Bahçeli “şahin” di. Demokrasi, hak ve özgürlükler, hukuk devleti gibi kavramların terörü mazur göstermek için kalkan olarak kullanlmasından şikyayetçiydi. Hükümetin bir an önce tezkerenin gereğini yapmasını, kapsamlı bir harekatla PKK’yı Kuzey Irak’tan söküp atmasını istiyordu.
Baykal’ı tarif için bir kuş türü aklıma gelmiyor. Bazen “şahin”, bazen “güvercin” di; ama sonuçta ne biri, ne de ötekiydi. Örneğin Amerikan yönetiminin PKK’yı “düşman” olarak tanımlamasından; Irak Kürtlerinin “tehditle orantılı bir müdahale” ye yeşil ışık yakmalarından; genel olarak Batı dünyasının ilk kez Türkiye’ye hak veriyor olmasından “yıllardır arzu ettiğimiz nokta” diye söz etti; yani hükümetin bugüne kadarki diplomatik girişimlerini dolaylı olarak övdü. Ama hemen ardından “PKK derhal dağıtılmalıdır” diyerek sınırötesi harekatın bir türlü gerçekleşmemesini eleştirdi. Öyle ki bunun ardında PKK ile müzakere girişimlerinin olabileceğini de ileri sürdü.
Baykal daha önce de “Başbakan’ın ağzının altında bir bakla var” diyerek “müzakere” söylentilerini dile getirmişti. Dün daha bir kendinden emin konuştu. Ona göre AKP’nin böyle bir yola başvurmasının nedeni ya “aymazlık” tı ya da “teslimiyet”. Üçüncü bir ihtimalin daha bulunduğunu ama bunu telaffuz etmek istemediğini söyledi ancak milletvekillerinden biri hemen “ihanet” diye araya girince Baykal da söylemekten kaçındığı şıkkın bu olduğunu kabul etti.
Halbuki Baykal’dan üç saat önce MHP lideri Bahçeli hiç de o kadar kibar değildi. Konuşmasında üç kere “ihanet” ten söz etti. Bahçeli’ye göre hükümet PKK ile “müzakere” den öte “mütareke” arayışı içinde olduğunu ileri sürdü.
Bahçeli 7 sayfalık konuşma metninin dışına bir tek kez çıktı. Hükümetin teröristler için genel af çıkarmak istediğini öne sürdükten sonra şu cümleyi etti: “Sayın Başbakan bu niyetinizi saklamayınız.”
MHP liderini seçim kampanyası döneminde Trabzon, Konya ve Osmaniye’de dinlemiştim. O zaman da AKP’nin Kürt sorunu ve teröre bakışı konusunda çok sert suçlamalar getiriyordu. Seçim sonrası kendisiyle uzun bir sohbet gerçekleştirdim. PKK eylemleri yeniden başlamamıştı ve Bahçeli DTP’lilerin uzattığı elleri sıkmış olmaktan hiç de pişman değildi.
MHP liderinin dünkü konuşmasının, onun bugüne kadarki “en sert” çıkışı olduğunu düşünüyorum. Yağlı urgan fırlattığı Erzurum mitinginde bile bu kadar “şahin” değildi.
“İç çatışma” uyarıları
MHP liderinin dün iki kez “iç çatışma” ihtimaline vurgu yapması ilginç ve düşündürücüydü. Hükümetin PKK için “genel af” çıkarmayı düşündüğünü ileri süren Bahçeli şöyle devam etti: “Ülkemizde iç çatışmanın fitilini ateşlemek anlamına gelecek böyle bir teslimiyetin Türkiye’ye ihanet olacağı unutulmamalıdır.”
Şahsen MHP liderinin bu sözlerini bir “uyarı” dan çok, bir “meydan okuma” olarak görüyorum. Ve Bahçeli’nin burada sadece AKP hükümetine değil, onun stratajilerine destek veren ya da yeterince itiraz etmeyen devletin diğer kurumlarına da seslendiğini düşünüyorum.
Baykal da konuşmasında teröre karşı mücadelede gösterilen zaafın en büyük bedelinin “ülkedeki kardeşlik bağlarının zedelenmesi” olduğunu söyleyerek iç barışın tehdit altında olduğunu belirtti.
DTP tartışmaları
Dün DTP’liler nedense grup toplantılarını yapmadılar. Ama AKP ve MHP liderleri DTP hakkında çok şey söyledi. Bahçeli hiçbir şekilde DTP’lileri muhatap almadı ve DTP üzerinden hükümete yüklendi. Açık açık olmasa da DTP’nin kapatılmasını savundu.
Başbakan Erdoğan, DTP’lilere, terörle aralarına mesafe koymaları yolundaki çağrılarını yineledi. Hem “yargısız infazın, ayrımcılığın, siyaseten lincin kitabımızda yeri yok” dedi, hem de “hukuki meşruiyet demokratik siyasetin en temel şartıdır. Hukuki meşruiyetini yitirenler varlık zeminini de kaybederler” diyerek DTP’nin pekala kapatılabileceğini ima etti.
Baykal DTP konusuna pek girmedi. Ama onun “geldiğimiz noktada talep, artık bireysel hak ve özgürlüklerin ötesinde, etnik temelde Türkiye’nin anayasal sistemine, egemenlik anlayışına, devletin yapısına yönelik talepleri kabul ettirmektir” sözleriyle DTP’nin “özerklik” talebine cevap verdiği de açıktı.
Bahçeli şahin Erdoğan güvercin Baykal?
Haberin Devamı