Önümüzdeki yerel seçimlerde hiçbir rakibinin AKP’nin birinciliğini engellemesi mümkün gözükmüyor. Yine de iktidar partisinin seçimlere çok rahat ve emin girdiğini söyleyemeyiz. Belediye başkan adaylarının gecikmeli bir şekilde ve azar azar açıklanıyor olması, esas olarak aday belirleme sürecinin uzun ve karmaşık olmasına bağlanabilir ancak olayın bir de iktidar partisinin kendisine tam olarak güvenememesi boyutu olduğu da ortada.
AKP ve lideri Erdoğan’ı en çok tedirgin eden husus, her ne kadar açıkça kabul edilmese de Türkiye’nin ekonomik krize girmiş olması ve bunun özellikle 2009’un ilk çeyreğinde çok daha şiddetlenme riskinin hayli yüksek olması. Krizin etkilerini gündelik hayatta hemen göstermesi halinde seçmenin tercihlerinin de değişme ihtimali AKP’lileri çok ürkütüyor. Krize ek olarak, Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47’e yaklaşmış olan AKP’nin, terör, kapatma davası gibi ciddi sorunların da etkisiyle, yaklaşık bir buçuk yıldır dikkate değer siyasi gelişme ve açılıma imza atmamış, atamamış olmasının sonuçlarının da sandığa yansıyacağı söylenebilir.
Yerel seçimlerde AKP birçok eşiği birden aşmak zorunda kalacak ki bunlardan herhangi birinde tökezlemesi durumunda iktidar partisinin “inişe geçtiği” yorumları dillendirilecektir. Bu eşikleri teker teker ele almaya çalışalım:
1)Yüzde 41.6 eşiği: AKP beş yıl önceki yerel seçimlerde, genel seçimlere göre oylarını 7 puan artırarak yüzde 41.6 oy almış ve birinci parti olmuştu. Bunun altına düşülmesi AKP için kesinlikle bir başarısızlık ve gerileme olarak nitelenecektir. Zaten AKP’nin ağır topları da eşik olarak “yüzde 40” ı telaffuz ettiler.
2) Yüzde 46,5 eşiği: Birçoklarına göreyse kıyaslamayı Temmuz 2007 Genel Seçimleri ile yapmak gerekiyor. Buna üç gerekçe gösteriyorlar: Aradan çok da fazla zamanın geçmemiş olması iktidardaki partinin yerel seçimlerde genellikle oylarını artırmış olması ve AKP’nin geleneksel olarak yerel yönetimlerde daha iddialı olması. AKP’nin bu eşiği aşması kimilerine göre zor, hatta imkansız. Ancak aşarsa, hele yüzde 50’lere ulaşırsa iktidar partisinin çok açık bir zaferinden söz etmek gerekecek.
3) Yeni belediyeler kazanma eşiği: Oy oranı ne olursa olsun AKP’nin yeni belediye başkanlıkları kazanıp kazanmayacağı kazanacaksa bunların hangileri olacağı da önemli bir gösterge olacak. Hedefte CHP’nin elindeki İzmir, Mersin ve Trabzon DSP’nin elindeki Eskişehir ve Ordu DTP’nin elindeki Diyarbakır ve Batman var. Bunlara İstanbul’da Şişli, Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş Ankara’da Çankaya gibi büyük ilçeleri de ekleyebiliriz.
4) Varolan belediyeleri koruma eşiği: AKP yeni belediye başkanlıkları kazanmak kadar elindekileri de korumak zorunda. Tabii ilk olarak akla İstanbul ve Ankara geliyor. İstanbul’da Kadir Topbaş’ın kesinleşmiş olması, AKP’nin burada kendine güvendiğinin işareti olarak görülebilir ancak Ankara’da Melih Gökçek’in durumunun belirsizliğini sürdürmesi, Murat Karayalçın’dan çekinildiği yorumlarına neden oluyor. Adana’da Aytaç Durak’ın istifasının AKP’ye etkileri hakkında birbirinden farklı yorumlar yapılırken Antalya’da Menderes Türel’in yeniden seçilip seçilmeyeceği merakla bekleniyor. Bu arada DTP’nin, AKP’nin elindeki Van ve Siirt’e göz diktiği biliniyor.
5) Kürt sorunu eşiği: Bu noktada, bu yerel seçimlerin kalbinin ağırlıkla Güneydoğu’da atacağını söyleyebiliriz. Başbakan Erdoğan belli bir süredir Kürt sorununun çözümünü yerel seçimlerinden başarılı çıkmaya endekslemiş durumda. AKP, çoktan seçim kampanyasına başlamış olan DTP’nin “kimlik sorunu” nu öne çıkartmasından hareketle, “hizmet” ve “vaat” ağırlıklı bir kampanya yapmak iddiasında. Fakat Erdoğan DTP ile sert siyasi polemiklere girmekten çekinmiyor, hatta yer yer bunu kışkırttığını da söyleyebiliriz. Sonuç olarak Güneydoğu’da elde edeceği sonuç iktidar partisinin, dolayısıyla Türkiye’nin yakın geleceğinde çok belirleyici olacak.
AKP’nin yerel seçimlerde aşması gereken beş eşik
Haberin Devamı