6 başlıkta Gül’ün siyasete vedası

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili bir siyaset planımın olmadığını burada paylaşmak isterim” diyerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri süreciyle ilgili tartışmaların akışını büyük ölçüde değiştirmiş oldu. Gül’ün sözlerini analiz edece olursak:

- Anlam: Dün gün boyu Gül’ün bu cümlesinin ne anlama geldiği tartışıldı. Birçokları gibi ben de bu sözlerden Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanlığı için aday olmaya itirazı bulunmadığı, fakat Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkmak istemesi hâlinde AKP liderliğini ve Başbakanlığı düşünmediği anlamını çıkardım. Gül’ün Erdoğan’ın karşısında muhalefetin desteğini alarak cumhurbaşkanlığı yarışına girmek istemediği de aşikâr.

- Neden: Yakın zamana kadar ilk akla gelen ve en makul formül olarak görünen “Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül Başbakan” seçeneğinin Gül’ü cezbetmediği anlaşılıyor. Bunun bir nedeni Erdoğan’ın beklenmedik bir şekilde “eş başkanlık” sistemini gündeme getirmesi olsa gerek. AKP’nin kuruluşunda en az Erdoğan kadar emeği olduğunu düşünen Gül’ün Cumhurbaşkanlığı gibi bir görevin ardından siyasete dönünce iktidarını paylaşmak istemediği anlaşılıyor. Ama daha önemli neden Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması hâlinde de facto olarak “partili cumhurbaşkanı” kimliğine sahip çıkarak yürütmeyi, hatta yasamayı, dolayısıyla partiyi kendi otoritesine tabi kılmak isteyeceğinin işaretlerini vermekte olmasıdır. Gül “bugünkü şartlar” derken herhâlde bu durumu, yani Erdoğan’ın söz konusu niyet ve stratejisini kastediyor.

- Yer: Gül önceki gün Ankara’da TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nın onur konuğuydu. Orada önemli siyasi mesajlar vermesi beklenirken, dün de yazdığımız gibi “cool” bir konuşma yaparak hayal kırıklığına yol açtı. Gül’ün bu önemli siyasi açıklamayı TÜSİAD toplantısı yerine dün Kütahya’yı ziyaretinde yapmış olmasının sembolik anlamı yabana atılmamalı.

- Zaman: Gül henüz Başbakan Erdoğan’la Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili konuşmuş değil. Eğer bu açıklamayı o buluşmanın ardından yapmış olsaydı, “istediğini elde edemediği için...” şeklinde yorumlar yapılabilirdi. Zaten Gül, değişik vesilelerle siyasi geleceği için Erdoğan’la pazarlık yaptığı yolundaki yorum ve spekülasyonlardan rahatsız olduğunu ima etmişti. Onun yine değişik vesilelerle, kendi siyasi geleceğine kendisinin karar vereceğini alenen beyan etmiş olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla dünkü cümlesini, Gül’ün kendi iradesine sahip çıkmasının ifadesi olarak görmek mümkün.

- Bundan sonra: İlginç bir şekilde Gül bu açıklamasıyla hem kendi rahatladı, hem de Erdoğan’ın elini rahatlatmış oldu. Ne var ki kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olması hâlinde Gül faktörünün devreden çıkacak olması AKP liderinin önüne yeni sorun ve sıkıntılar çıkartabilir. Bunların en başında parti ve hükümetin başına kendisinin ve Gül’ün yerine kim(ler)in geçeceğini belirlemek geliyor. Eğer Gül talip olsa, bu görevlerden herhangi birini, hatta her ikisini birden üstlenmesine pek bir itiraz gelmezdi. Şimdiyse AKP içinde bu görevlere talip olacak isimler arasında bir tür yarışa bile tanık olabiliriz.

- Sonuç: Gül’ün kısaca “ben yokum” diye özetlenebilecek açıklamasıyla birlikte ona yatırım yapmış olan veya yapmayı düşünen kişi ve odaklarda ciddi bir hayal kırıklığı yaşanacak ve buna bağlı olarak yeni arayışlar başlayacak. Öte yandan kendi siyasi hayatlarını Gül ile irtibatlı bir şekilde kurgulamış olan, kimisi kritik görevlerdeki bazı AKP’lilerin de onunla birlikte siyasetten uzaklaşmaları beklenebilir ki bir kısmı zaten, eğer değişmezse AKP’nin üç dönem kuralına takılıyor. Peki buradan yeni bir siyasi hareketin temellerinin atılmakta olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz? Gül’ün deyişiyle “bugünkü şartlar çerçevesinde” kesinlikle hayır. Sonrasıysa tabii ki meçhul. Erdoğan’ın Köşk’e çıkması hâlinde siyasi gelişmeleri “kenardan” izleyecek olan Gül’ün kendisi istemese bile, hep bir alternatif olarak algılanması şaşırtıcı olmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR