Bütün halkı hapsetmek mümkün mü?

Haberin Devamı

Gezi eylemlerine katılan veya konuşmalarıyla destek veren vatandaşlar esnafından avukatına, doktorundan sivil toplumcusuna, öğrencisine kadar bir şekilde cezalandırılıyor. Gözaltına alınanların sayısı 4000’e yaklaşırken gençleri silahla, gaz fişeğiyle, tazyikli suyla komaya sokan veya öldürenlerin hiçbiri cezalanmıyor.

Mesela Ethem Sarısülük’ü vuran polis Ahmet Ş’nin (ismi neden tam yazılmıyor, suçsuz yere hapse tıkılanların tüm şeceresi yazılmıştı) verdiği savunmanın doğru olmadığı, “vücudunu göstericilere dönerek silahını ateşlediği” Ankara Üniversitesi bilirkişi raporuyla belirlenmiş. Bu üniversitenin de başına bir olay gelmezse yargı görevini yapmak zorunda kalacak. İşte bir ülkede adalet bu kadar yara almışsa artık olaylar da durulmak bilmiyor, çorap söküğü gibi gidiyor.

Bu nasıl ‘özgürlükçü’?

Bir yandan “özgürlükçü anayasa” hazırlıyoruz diyenlerin, “gösteri hakkı vardır, vatandaşın can güvenliğini devlet korur” diye madde koyanların diğer tarafta gösteri yapan vatandaşlara önce şiddetin en ağırını, sonra gözaltına alınmayı reva görmesi de doğal olarak büyük tepki yaratıyor..

Ben seçim anketleri ile seçimlerden aylar, hatta yıllar önce başlayarak beyin yıkama yapılmasına karşıyım ama “Konsensus” Gezi direnişi, PKK ile anlaşma süreci, Ergenekon gibi konularda halkın görüşlerini sormuş. Sonuçlar bence daha da yüksek olabilirdi diye düşünüyorum ama veriler şöyle.

Geziye destek, politikalara tepki!

-İstanbul Gezi Parkı olaylarını destekliyor musunuz? % 54 “Evet” ..

-Gezi Parkı olaylarında Hükümet’in tutumunu destekliyor musunuz? % 61.4 “Hayır, desteklemiyorum” ..

-İstanbul’da Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesine tepkiyle başlayıp ülke geneline yayılan toplumsal olayların şiddete dönüşmesinde en büyük etken nedir? En yüksek yüzde; % 36 ile “Başbakan Erdoğan’ın toplumu geren sert söylemleri.. %22.1 “Polisin orantısız güç kullanması” ..

-Polisin biber gazı kullanmasını onaylıyor musunuz? %71.5 “Onaylamıyorum” ..

Yeni anayasa referandumu

-AKP’nin yeni anayasayı diğer partileri hesaba katmadan tek başına referanduma götürmesini destekliyor musunuz?

% 68.6 Hayır , % 31.4 Evet (Yetmez ama Evet’ler belli değil!!)

-PKK ile başlayan açılım sürecinden akil adamlara, Gezi olaylarından biber gazına, alkolden Ergenekon’a Hükümet politikalarını onaylıyor musunuz?

% 62.1 onaylamıyor, %37.9 onaylıyor.

-Ergenekon davasının genelini düşündüğünüzde bu davanın haklılığını onaylıyor musunuz? % 62.1 “Hayır”, % 37.9 “Evet”..

Ankette daha farklı konular da var ve sonuçlar hep Hükümet politikalarına tepki olduğunu gösteriyor. Akıllı bir hükümet şapkayı önüne koyar ve düşünür, büyük kitlelerin görüşü ortada.. Yüzde 60’ın üstü “politikaların hemen hepsini ‘yanlış’ buluyor”sa bu gidişten hayır gelmez. İstediğiniz kadar gözaltı yaptırın, “bayrak satan vatandaş”tan, “Gezi Parkı gösterilerini destekleyen esnaf”a kadar yaptırım uygulayın, öte yanda asıl suçluları tutuklamayın, toplum daha da çok gerilir, tepkiler çığ olur. Hükümet ve diğer sorumlular bu anketi iyi düşünmeli! Önümüzde diğer ülke örnekleri var!

Türkiye terör örgütlerinin yanında!

“Pakistan Talibanı”da Esad’a karşı savaşmak için Suriye’ye gitmiş. Yandı Suriye.. Bir yanda Esad , diğer yanda ondan farksız şekilde acımasızca insanları katleden; Müslüman Kardeşler, El Kaide ve Taliban .

“Ölümlerden ölüm beğen” diyorlar Suriye halkına..Bu durumda o halk “hangisini seçersin” diyenlere “hiçbiri” cevabını veriyor. Bu soruyu duyduklarında şehirlerini, evlerini terk ederek bombalardan kaçan sıradan Suriyeliler’in gözleri yaşarıyor, “40 katır mı, 40 satır mı tercihi yapmak durumundayız, bizim için kısa vadede hiçbir çözüm yok” diyorlar.

Peki, Suriye’de, Mısır’da milyonlarca insan “Müslüman Kardeşler, El Kaide gibi terör örgütlerini” istemiyor, “en az Esad kadar tehlikeliler” diyor da Türk Hükümeti neden hep ve herkesten önce atılarak onların yanında yer alıyor, bilen var mı acaba? Bunu bir açıklasalar keşke..

Ordu çıkmasaydı!

Zira “orada yaşamış Suriyeliler”le de yaptığım konuşmalar sonrasında Mısır için “Adeviyye Meydanı’ndaki halk ordu müdahalesine karşı demokrasiye, seçilmiş cumhurbaşkanına arka çıkıyor” yorumlarının doğru olduğunu da hiç sanmıyorum ben.. Mursi’yi istemeyenler onun “Müslüman Kardeşler”le birlik olup ülkeyi eskisinden daha karanlık bir geleceğe götürmesine tepki olarak sokağa döküldüler. Ve kim ne derse desin, eğer ordu işgüzarlık edip işin içine karışmasaydı o ilk eylemler halk hareketi olarak sürecek ama bu kez de “Mursi yanlıları”nın da meydana çıkmasıyla iki ayrı kitle karşı karşıya gelecekti.

Ülkelerde benzerlikler!

Ülkeler arası benzerlikler dikkat çekici.. Bunun nedeni ise artık Ortadoğu’daki Müslüman çoğunluklu ülkelerde “dinin siyasete alet edilmesi” yani “İslamcılığın” ve hatta mezhep ayrıştırmasını öne çıkararak “Sünni İslamcılığın” kavgasına dönüşmesi sonunda “Müslüman Kardeşler, El Kaide, Taliban” gibi köktendinci , din adına diyerek öldürmeyi bile hak sayan örgütlerin bu ülkelere sızıp bir şekilde güçlenmesi.. 21’inci yüzyılda uyanmış Arap toplumlarının da sessiz kalmayarak duruma müdahale etmesi.

Mısır’da da Mursi yanlıları “demokrasiye arka çıkıyor” değil, zira Mursi’nin kendisi “demokrasiye önem veren” bir lider olmadı. Bu nedenle Adeviyye Meydanı’ndakilerin büyük çoğunluğu sadece “Mursi taraftarları”dır..

(Bu yazıya devam edeceğim.)

DİĞER YENİ YAZILAR