Çok güzel bir kadının iç burkan hüzünlü hikayesi

Etrafına ışık saçan güzel mi güzel çocuklar vardır...

İlk gördüğünde fark eder insan onları... O da öyle ilk bakışta herkesin fark edeceği kadar güzel bir kız çocuğuydu...

Gözleri buz mavisiydi ve çok güzeldi... Kendisi de çok güzel konuşuyor ve gülüyordu...

***

5 yaşında bir gün, bir doğum gününe davet edildi...

Akşam eve geldiğinde annesi doğum günü partisinin nasıl geçtiğini sordu ona... -“Berchtesgaden’in en güzel kızı olduğumu söylediler bana anne...” dedi...

***

Sanatçı bir aileden geliyordu...

Babası aktör, annesi aktristti...

Ancak anneyle baba bir süre sonra boşandılar...

Annesi bir süre sonra yeniden evlendi... Üvey babası 15 yaşına geldiğinde onu taciz etti...

Sonradan itiraf ettiği gibi açıkça “dünyalar güzeli kendi üvey kızıyla yatmaya yeltendi!..”

***

Muhteşem güzelliği, aktör ve aktrist aileden gelme genetik mirasla başlayan hayat yolculuğu, üvey babasının taciziyle travmatik ve dramatik bir hal almıştı...

Bir süre sonra aktrist olan annesiyle birlikte Sisi filminde oynadı... Büyük sükse yaptı...

Haberin Devamı

Dünya çapında bir film yıldızı olmaya doğru gitmeye başladı...

Adı Romy Schneider’di...

YAKIŞIKLI PRENSLE GÜZEL PRENSES...

Kadersiz bir kadındı Romy Schneider...

Aşkta aradığını hiç bir zaman bulamayacaktı...

Dünyanın gıptayla baktığı muhteşem güzelliğine rağmen, sevdiği erkek tarafından terk edilecek ve nice trajedilerin beklediği bir hayata yelken açmak zorunda kalacaktı...

***

Hayatını kökten değiştiren olay, henüz 20 yaşındayken bir film setinde, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel yüzlü aktörü olarak kabul edilen adamla karşılaştığında meydana geldi...

O adam o sırada 23 yaşını sürmekte olan Alain Delon’du...

***

Romy güzeller güzeli bir genç kız, Alain dünyanın gelmiş geçmiş en güzel yüzlü erkek oyuncusuydu... Prensle prensesin masalsı beraberlikleri böyle başladı...

***

Avusturya’da doğmuştu, ancak doğduğu Avusturya o sırada Alman işgali altındaydı...

Onun için hem Alman hem Avusturyalı sayılırdı...

Ancak bir Fransız’a âşık olmuştu...

***

Sevgilisiyle rüyalarını gerçekleştirmeyi düşündüğü Paris’e gitti...

Haberin Devamı

En sevdiği kent haline gelen Paris’e yerleşti...

***

Dünyanın en güzel ve anlamlı yüzüne sahip kadınlarından biriydi Romy...

Ve sevgilisi Alain’e deliler gibi âşıktı... “Yazık ki o bir fahişe” isimli oyununu birlikte oynadıkları, beraber sanat icra ettikleri bir oyundu genç sevgililerin...

BİSEKSÜEL AŞKLAR VE AYRILIKLAR...

Hayat yıllar içinde; bana hiç şaşmayan çok ince bir kuralı derin anlamlarıyla öğretti...

Biseksüel erkek ve kadınlar; her iki cinsle de beraber olan kişiler; “karşı cinsle yaşadıkları aşklarında; karşı tarafın kolay anlayamayacağı ağır bir arıza çıkartırlardı...

Sevgililerine hasar verecek ve onun tam olarak ne olduğunu anlayamayacağı bir şekilde ilişkilerini bitirirlerdi...”

***

Böyle olmasının nedeni; “aşkı iki cinse karşı yaşayabilmeleri, yani aşkı tek bir cinsle bütünleştirememeleriydi...”

Biseksüel olduğu söylenen kadınlar ve erkekler; karşı cinsten sevgililerini hiç olmadık zamanlarda, hiç olmadık biçimlerde, hiç olmadık kırıcılıkta terk edebilirlerdi...

Haberin Devamı

Bu onların yaşadıkları hayatın doğal mecrasıydı...

Terk edilenler; çoğu zaman neden terk edildiklerini anlayamazlardı...

***

Terk edilme nedeni hemcinsi olmayabilirdi;

Ancak bu terk edişin altında aslında “karşı cinse âşık olamama ve tek bir cinsle bütünleşememe” hali bulunurdu...

***

Alain Delon hayatında sayısız kadın ve erkekle beraber olduğu söylenen bir aktördü...

Biseksüel olduğu söylenir, pek de inkar edilmezdi...

Birçok erkek yönetmenin ona aşık olduğu ve sinema kariyerinde ona yardımcı olduğu bilinirdi...

Annesi Romy’e daha ilk günlerde “Bu Fransız Kazanova’sı ile kesinlikle beraber olmaması” gerektiğini söylemişti...

Ona göre, bu kadar yakışıklı bir erkeğe tek bir kadının sahip olması imkânsızdı...

***

Ama aşk öyle anne sözü falan dinlenilen bir şey değildi...

Romy de dinlemedi annesini ve sevdiği erkekle bütün kalbiyle beraber oldu...

Ne yazık ki; Alain’in bütün kalbi Romy’de değildi...

Olamazdı; sorun buradaydı...

6 yıl nişanlı kaldılar...

Bir gün Romy’e aniden şöyle bir not bıraktı Alain:

Haberin Devamı

-“Nathali’yle Meksika’ya gidiyorum... Hoşçakal... Alain...”

***

Nathalie dediği, bir süre sonra evleneceği Nathalie Delon’du Alain’in...

Altı yıldır beraber olduğu Romy’e; bir başka kadınla tatile gideceğini söyleyerek “veda mesajı” veriyordu...

Alain’in bu denli acıtıcı bir biçimde Romy’den ayrılmasının nedeni sadece bir başka kadın mıydı;

Yoksa bu davranışı onun cinsel kimliğinin detaylarında mı saklıydı?..

Burası bilinmiyor...

İçten içe bir intikam duygusunu barındıran veda mesajı biseksüel tepkinin bir tezahürü mü; bu hiçbir zaman çözülemiyor...

Fakat Alain; Romy’e yaptığı bu davranıştan dolayı hayatı boyunca pişman oldu... Bu pişmanlığını 20 yıl sonra gidermek için bir vesile aradı ve buldu...

ROMY’NİN İNTİHARI ANDIRAN ÖLÜMÜ...

Normal biçimde ayrılsalar, muhtemelen unutabileceği bir aşkı, “Nathali’yle gidiyorum” sözünden dolayı, unutamadı Romy...

Bir türlü çıkamayacağı bir travmanın içine girdi...

Yıllar önce babası da annesinden ayrılmıştı...

Üvey babası onu taciz etmişti...

***

Olaylar beyninin içinde, kırılması mümkün olmayan bir travma zincirinin parçacıkları haline geliyordu...

Durumu düzeltmek için “sığınabileceği bir baba figürü aradı...”

Kısa zaman içinde kendisinden yaşça büyük Harry Meyen’le evlendi...

***

Oğlu David o sırada doğdu...

Fakat artık buzlu gözlerinde sevinç pırıltısı yoktu...

Bir süre sonra baba yerine koyduğu kocasının; kendisine ilaç olamayacağını anladı...

1975 yılında Schneider; Harry Meyen’den boşandı...

***

Güzel kadınlar, kadersizdirler...

Birçok erkek onları ister, ama onlar istedikleri erkekle istedikleri şekilde bir türlü beraber olamazlar...

Düşmanlık çekerler başka kadınlardan ve onları elde edemeyen diğer erkeklerden...

Kin ve öfkeyi üzerlerinde biriktirirler...

Hata yaptıkça, mutsuz olur; iyice yalpalarlar...

***

Romy de aynen böyle yaşamaya başladı kendi kadersizliğini...

Babası yerine koyduğu Meyen’den ayrıldığında bu kez kendisinden on yaş küçük, para ve kadın peşinde koşan asistanı Daniel Biasini ile evlendi... Bu evlilikten de kızı Sarah doğdu...

***

Bir süre sonra; yeni eşinin başka kadınların ve kendi parasının peşinde koştuğunu anladığında, boşanmaya çalıştı...

Hayat gün geçtikçe elinden kayıp gidiyordu...

O sırada gelen bir haber, hayatı Romy’nin elinden bütünüyle alıp götürdü...

***

14 yaşındaki oğlu David, bahçenin parmaklıklarının üstüne düşmüş ve parmaklık vücudunu delip geçmişti...

David inanılmaz bir kazada ölmüştü...

Babası Meyen de bir süre önce vefat etmişti...

Kendisi o sırada diğer kocasından boşanmak için uğraşıyordu...

***

Büyük ve masalsı aşkı Alain onu bir başka kadın için terk etmişti...

Alkol ve uyuşturucu hayatına o günlerde bütünüyle girdi Romy’nin...

Ne hayatta kalan tek varlığı kızı ne de son ilişkisi, onu hayata döndüremedi...

***

Bir gün yine fazla miktarda uyuşturucu aldığı sırada Paris’teki evinde kalbi durdu ve öldü...

43 yaşındaydı dünyalar güzeli Romy öldüğünde...

Elinde gerçek babasının çocukken kendisine yazıp verdiği notun biraz değiştirilmiş bir şekli vardı...

Şöyle diyordu:

-”Çocukluğunu cebine koy ve kaç, Çünkü yapabileceğin tek şey bu hayatta...”

O da babasının sözünü dinleyip öyle yapmaya çalışmıştı...

***

Ama çocukluktan kaçmak öyle kolay olmamıştı...

İçindeki çocuğun, yaşadığı travmalar bir ömür boyu onu takip etmişti...

Alain Delon, Romy’nin ölümünden tam 24 yıl sonra 2006 yılında Alman Diva Ödülü’nü almaya geldi...

***

Ödülü alırken içindeki pişmanlığı boşaltmak istercesine; yıllar önce “acı bir şekilde terk ettiği” kadın adına bu ödülü aldığını söyledi...

Ödülü Romy Schneider’e ithaf etti...

Romy kendisini acıtarak terk eden adamın ithaf ettiği Alman Diva Ödülü’nden haberdar olmadı...

***

Çok sevdiği adam uğruna Fransız Sezar ödülünü iki kez almış ve Fransız olmayı kabul etmişti...

Şimdi talihsiz kazada ölen oğlu David’le yan yana çok sevdiği Paris yakınlarındaki mezarında yatıyordu...

DİĞER YENİ YAZILAR