Aldatan aldatılan bir kadının hikayesi...

“Ailenin çirkin ördeğiydim ben... Şişko, sakar, sevilmeyen... Bir çocuğa çirkin olduğunu hissettirmek çok zalimce bir şeydi...”

Annesi; ablası olan “Jackie’nin büyük bir müzisyen olmasını” istiyordu... Ablasına piyano dersi aldırırken, Maria sadece dinliyordu... Anneye göre paralarını iki kardeşe saçacak maddi durumları yoktu...

***

Küçük yaşında tek arkadaşı kendisinden sonra doğan erkek kardeşi Vassilis’ti...

Bir gün tek can yoldaşı Vassilis için Paloma şarkısını söylemek geldi içinden...

***

Pencereden sokağa ulaşan çocuksu müthiş ses, sokakta yankı buldu; sokaktan geçen insanları durdurup onu alkışlamalarını sağladı... Maria için hayatının dönüm noktası o gündü...

***

Ablası kendisine nefretle bakıyordu...

Annesi ise “bir şeyler kazanır; bizi kurtarır” beklentisine girdi...

Uğruna şarkı söylediği erkek kardeşi Vassilis kısa bir süre sonra öldü...

Ablasına piyano dersi aldıran annesi, Maria’ya şan eğitimi için 3 kanarya aldı...

Maria böylece havayı ciğerlerine doldurmayı... Yavaşça ve notaya uygun olarak kuvvetlice çıkarmayı en küçük kanaryası Elmina’dan öğrendi... İlk şan dersini kanaryadan alıyordu Maria...

Haberin Devamı

***

Annesi bir süre sonra Maria’nın evde tek sevdiği babasından ayrıldı. Para kazanmak için göç ettikleri Amerika’dan Yunanistan’a geri döndü...

Hep ablasını kayırırdı annesi...

Maria’ya ise güzel sesiyle Pire’deki tavernalarda 5 drahmi ve bir tabak çorba karşılığı şarkı söylemek kalmıştı...

***

Bir gün kızını “orada şarkı söylersin” diyerek kışlaya götürdü annesi... Amacı Maria’yı kışlada pazarlamaktı...

Şişko, sakar ve sevilmeyen Maria bütün cesaretini topladı; trajik ve sihirli şarkısıyla pazarlanmak üzere getirildiği kışladan, şarkıcı olarak çıktı...

***

Onu artık annesi bile tutamayacak; o merdivenleri teker teker tırmanacak ve zirveye çıkarak dünya çapında bir opera sanatçısı olacaktı... Şişmandı ve fiziksel halinden memnun değildi...

*****

ONASSİS’İN YENİ AŞKI...

Bir süre sonra; Ari Onassis, öldürülen Amerikan Başkanı John Kennedy’nin eşi Jackie Kennedy’le karşılaştı ve ona âşık oldu... Ünlü yatına Jackie’yi alıp, geziye çıktı ve Maria’yı yata almadı... Maria yıkılmıştı, ama yeniden müziğe sarıldı ve dağılan parçalarını toplamaya başladı...

Haberin Devamı

***

Şarkılarıyla küllerinden yeniden doğacaktı... 1968’de Ari ve Jackie, Skorpios Adası’nın küçük bir kilisesinde sessiz sedasız evlendiler... Maria matemdeydi:

-“Önce kilo kaybettim, sonra sesimi. Ve şimdi de Onassis’i...” diyecekti...

***

Ari onu reddetmesine rağmen o hâlâ Yunanlı milyonere âşıktı... 1969’da gazetecilere şöyle dedi: -”O benim aşkım ve aynı zamanda benim en iyi arkadaşımdı...

Ayrıldık ama hiçbir şey değişmedi. Başka bir kadınla bile olsa o mutluysa ben de mutluyum...”

***

Nitekim Jackie’yle evlendikten bir kaç gün sonra Ari, Maria’yı reddetmekte hata ettiğini anladı... Maria zamanı geçmiş ve sesini kaybetmiş olabilir, Jackie kadar göz alıcı olmayabilirdi; Ancak onu hayatında yeniden görmek istiyordu... Maria onun bir parçasıydı... Onunla ilgili açık açık yeniden güzel sözler söylemeye başladı...

***

Onassis yeni evlendiği eşinin hızına yetişmekte güçlük çektiğini fark ederek Maria’ya giderek daha da çok yaklaşmaya başladı... Ancak yaşadığı bunca fırtınadan sonra, genç Jackie onun gençleşmesini sağlamış görünürken, ölümünün de habercisi olacaktı... 1975 yılında hayata veda etti...

Haberin Devamı

***

Maria o sırada onunla beraber değildi fakat şöyle dedi ölümün ardından:

-“Birdenbire dul kaldığımı hissettim...”

Ari olmadan hayat anlamsızdı... O da yeni bir anlam bulmaya uğraşmadı...

***

Onassis’in ölümünden sonra eve kapandı, müziği tamamen bıraktı... Yine de sadece iki yıl dayanabildi ve 54 yaşında kalp krizi geçirip öldü... Dünyanın en ünlü opera sanatçılarındandı Maria Callas...

Şöyle demişti hayatının bir yerinde:

***

-“Ben bu yaşıma kadar çok şeyler yaşadım ama yanlışlıkla arka balkonun ışığını açık unuttum... Uyuduktan sonra ışıkları içimden söndürdüm...”

*****

ZENGİN İTALYAN İŞ ADAMIYLA EVLİLİK

İtalyan zengin bir iş adamı olan Giovanni Battista’yla işi için İtalya’ya gittiğinde evlendi Maria...

Giovanni ona âşık olmuştu... Maria’dan iki kat daha yaşlıydı, ancak mutlu görünüyorlardı...

Haberin Devamı

***

Giovanni kendi kariyerini bırakmış, tüm zamanını ve parasını karısı Maria için harcamaya başlamıştı... Onun menajeri ve temsilcisi oldu... Onu bir yıldıza dönüştürmeye kararlıydı...

***

Birlikte oldukları sırada, Maria tenya yumurtası yiyerek zayıflıyordu... Artık narin ve çekici bir kadın haline gelmişti... Ari Onassis’in adını duymuştu elbette Maria... Onu duymayan yoktu...

***

Maria’yla tanışmak istediğini söyledi Ari Onassis... Maria ise onlara şöyle diyecekti ilk seferinde:

-“Onassis mi?.. Onun çok bayağı bir adam olduğunu düşünüyorum... Zenginliğini görgüsüzce gözler önüne seriyor...”

***

Onassis’i aşağılıyordu... Fakat Onassis pes etmek bilmeyen bir karakterdi... Maria’yı kocasıyla birlikte ünlü yatına davet etti... Winston Churchill’in de orada olacağını söylüyordu...

Kocası için bir felaket olacaktı bu yolculuk... Karısı elden gidecekti...

***

Günlüğüne şöyle yazdı Giovanni:

-“Yatta bir çok çift ayrılıp değişik eşler buldular... Kadınlar, hatta erkekler tamamen çıplak bir şekilde güneşlenip, güpegündüz herkesin önünde dolanıyorlardı... Kendimi bir domuz ağılındaymışım gibi hissediyordum... Onassis de çırıl çıplaktı... Bir insandan çok bir gorili andırıyordu... Çok tüylüydü... Maria ona baktı ve güldü...”

*****

GORİL GİBİ GÖRÜNÜYOR DEDİĞİ ADAMLA AŞK...

Maria’nın gülüşü uzun sürmeyecekti...

Onassis’e fena halde âşık oldu...

Kocasının, dünyanın en ünlü opera sanatçısı olması için ona yardım etmiş olması, bu cüretkar adama duyduğu aşkı engelleyemiyordu...

***

Şişman ve şöhretin çok uzağında olduğu günlerden itibaren kendisiyle beraber olan kocasına dönüp şöyle diyecekti:

-“Benim gardiyanımmış gibi davranıyorsun... Beni hiç yalnız bırakmıyorsun... Her şeyimi kontrol ediyorsun... Çok kötü bir gardiyansın ve bütün bu yıllar boyunca beni baskı altına aldın... Şimdi de bu ilginden boğuluyorum...”

***

Kocası Maria’yı kaybetmekte olduğunu anlamıştı... Son bir kez Onassis de varken 3’lü bir buluşmayı denedi... Bu görüşmede Onassis’i “sen hırsız ve katilsin” diye aşağıladı... İki erkeğin arasında kaldığını anlamıştı Maria... Sarsılarak ağlamaya başladı...

***

Onassis ise ona şu cevabı verdi:

- “Evet, ben bir yüz karasıyım, bir katilim, bir hırsızım, iyi biri değilim, dünyadaki en iğrenç insanım fakat bir milyonerim ve güçlüyüm... Maria’dan asla vazgeçmeye niyetim de yok... Her türlü yolu kullanıp insanları, kontratları, anlaşmaları ve her şeyi cehenneme gönderip onu kimden kaçırmam gerekiyorsa ondan kaçıracağım... Şimdi söyle, Maria için kaç milyon dolar istiyorsun? 5 mi 10 mu?..”

*****

HAMİLE KALIP ALDIRDIĞI ÇOCUK...

Erkekler bilmezler...

Bir kadın için bir erkeğin katil, hırsız ya da beş para etmez birisi olması hiç önemli değildir...

Bir erkek onun için ne yapabiliyor, neleri göze alabiliyor?..

Karizma ve çekicilik budur bir kadın için...

***

Hırsız veya katil olması kocası için bir anlam ifade edebilirdi, ama Maria için Onassis’in “her şeyi yapabilecek bir erkek olması önemliydi...”

***

Tiraddan sonra kocasını bıraktı ve gitti...

Maria evli olan Aristotelis Onassis’in metresi oldu...

Dokuz yıl, mutluluk ve kâbusun karışımı bir hayat yaşadı....

Onassis onun her şeyiydi...

Bir gün 43 yaşındayken Onassis’ten hamile kaldı...

Çocuğu doğurmak istiyordu...

İsmini bile koymuştu...

***

Yunan denizlerinin babası, şairi, ozanı Homeros’tan esinlenerek Omero adını koymuştu karnındaki bebeğe...

Oysa Ari Onassis hiç öyle düşünmüyordu:

-“Böyle bir skandalı kaldıramayız, aldır çocuğu...” dedi...

Aldırmazsa terk edeceğini söyledi Maria’yı...

Maria, aldırdığı bebeği elleriyle giydirip Bruzzano Mezarlığı’na gömmek zorunda kaldı...

DİĞER YENİ YAZILAR