Yapılan araştırmalara göre, erken boşalan üç erkekten biri depresyondayken, 10 kadından dördü seksten hiç zevk almıyor.
Sertleşme sorununun erken boşalmayı tetiklediği pek bilinen bir gerçek değil. Oysa sertleşme problemi erken boşalmaya neden olabileceği gibi, erken boşalma da sertleşme sorununa yol açabiliyor. Sertleşme problemi yaşayan erkek, sertliği kaybetmemek ve cinsel ilişki boyunca devam ettirmek adına erken boşalmayı alışkanlık haline getirebiliyor. Bunun gibi erken boşalma ile sertleşme de kayboluyor. Birçok erkek bu durumda ikinci bir sertleşme yaşamaya kendini zorunlu hissediyor. Ancak eğer ikinci sertleşme de başarısız olursa bu heyecan, korku, gerilim gibi olumsuz duygulara yol açıyor. Sertleşme fiziksel bir durum olmakla birlikte psikolojiden de etkilendiğinden erkek giderek daha zor sertleşiyor. Ayrıca ikinci sertleşmeyi sağlamak yaşla birlikte güçleşebiliyor. Özellikle 40-50'li yaşlardan sonra birinci ve ikinci bir sertleşme arasında geçen süre uzuyor. Bazı erkeklerde bu süre yarım saatken, bazılarında 18-20 saat alabiliyor. Böylece erken boşalma giderek artan bir problem haline geliyor. Sertleşme sorunu da eklenince, erkekler cinsellikten tamamen uzaklaşabiliyor.
Eyvah erken!
Erken boşalma 40 yaşın altındaki erkeklerde en sık görülen cinsel problem! Avrupa Cinsel Sağlık Birliği bünyesinde yapılan uluslararası bir araştırmaya göre erken boşalma yaşayan üç erkekten biri depresyondayken, 10 kadından dördü de eşinin erken boşalması nedeniyle cinsellikten zevk alamadığını ifade ediyor. Yani erken boşalma partnerleri de en az hastalar kadar etkiliyor, çiftleri cinsellikten uzaklaştırıyor. Peki ne kadar erken erkendir?
Türkiye'deki süre 3.7 dakika!
Erken boşalmayı basitçe her iki partnerin de zevk almasını ve tatmin olmasını engelleyecek kadar kısa sürede boşalmanın meydana gelmesi olarak tanımlayabiliyoruz. Ancak bu tanım kişisel yorumlara açık olduğu için, uluslararası araştırmalarda belirlenen süreleri de dikkate alıyoruz. Bu çalışmalara göre dünyadaki ortalama boşalma süresi 5,4 dakika. Ancak bu süre 50 saniyeden 44 dakikaya kadar değişiyor. Türkiye'deki ortalama boşalma süresi ise biraz daha kısa! Yapılan çalışmalar bu sürenin Türkiye'de 0,9 dakika ile 30,4 dakika arasında değiştiğini, ortalama olarak da bir Türk erkeğinin 3,7 dakikada boşaldığını gösteriyor.
Tüm bu rakamlar bir araya getirildiğinde, Uluslararası Cinsel Tıp Birliği erken boşalmanın tanı kriterlerini ortaya koyuyor. Buna göre erken boşalma; boşalmanın vajina girişi öncesinde veya girişten sonra yaklaşık 1 dakika içinde olmasıyla tanımlanıyor. 60-90 saniye arasında oluşan boşalmalar da muhtemel olarak erken boşalma sorununuz olduğu anlamına geliyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Erken boşalmanın tanısı sizin verdiğiniz bilgiler, klinik geçmişiniz ve fizik bulgularınızla konabiliyor. Erken boşalma sorununuzun altında yatan organik ve psikolojik faktörleri bulmak için ayrıntılı bir sağlık öyküsüne ek olarak , fizik muayene ve bazen de ileri tanı tetkiklerinden yararlanılıyor. Altta yatan organik bir neden bulunduğunda, öncelikle bu sebep ortadan kaldırılıyor. Bu noktadan sonra genel olarak erken boşalmanın tedavisi cinsel terapi, kas egzersizleri, ayrıca bazı sistemik ve lokal ilaçlarla yapılıyor. Erken boşalmaya eşlik eden sertleşme sorunu da bulunuyorsa, bu şikayete yönelik tedavi de veriliyor. Unutmayın, her erkek dönemsel olarak erken boşalma yaşayabilir. Ancak bu sorun cinsel ilişki denemelerinin yarısından fazlasında meydana geliyorsa vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalısınız.
Bunları hatırlayın!
-Çoğu erkek ilk ilişkilerinde erken boşalır.
-Çoğu erkek bu problemin üstesinden gelir ama bazıları bir uzmanın görüşüne ihtiyaç duyar.
-Birçok erkek zaman zaman erken boşalma problemi yaşamakta ve sonradan kendileri bu sorunu çözmektedirler.
-Erkeğin cinsel deneyimlerinin sayısı artıkça ve sevişmenin yapılabildiği uygun ortamlar doğdukça kendini tutmayı öğrenir.
-Kalıcı "erken boşalma" hem erkeğin hem partnerinin cinsel fonksiyonları üzerine zararlı etkileri vardır.
-Tedavi gerektiren durumlarda ise oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
