Yüksek Sosyete adını karşılamadı

Bi Yapım-Burak Sağyaşar’ın yapımcılığını, Metin Balekoğlu’nun yönetmenliğini, Yazı Odası’nın senaryosunu, Pınar Bulut’un uygulama ve proje tasarımını, Atakan Ilgazdağ’ın müziklerini üstlendiği Yüksek Sosyete, geçtiğimiz perşembe akşamı Star TV’de ilk bölümüyle görücüye çıktı. Engin Öztürk, Hazar Ergüçlü, Meriç Aral, Ozan Dolunay, Zuhal Olcay, Hakkı Ergök, Hülya Gülşen Irmak, Taner Barlas, Ceyda Tepeliler, Gülşah Çomoğlu, Özgün Çoban, Aybike Turan, Yasin Çam, Mehmet Yücel Özkal ve Aliye Uzunatağan’ın rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 4.02 reytingle 4’üncü, AB’de 4.28’le 3’üncü, ABC1’de 3.90’la 4’üncü oldu. Yaz sezonu için iyi bir başlangıç yaptı. Bir Kore dizisi olan High Society’den uyarlanan dizinin sıradan romantik komedilerden bir farkı var. Bir yandan zengin olduğu için mutsuz olan Cansu, diğer yandan zenginlerin onu ne yapacağına karar veremediği Kerem aşkı, kendilerini başka biri gibi tanıştırıp devam ederken, asıl merak uyandıran tarafı Süreyya ve kocası Metin arasındaki ilişki... Yani işin dram ayağı kuvvetli görünüyor.

Haberin Devamı

Ebeveyn ilişkisi merak uyandırıyor

Cansu ve Kerem aşkı açıkçası beni çok heyecanlandırmadı. Çünkü onlar gibi yüzlerce Hollywood filmi, Türk dizisi izledik. Yüksek Sosyete izleyiciyi gençlerden çok ebeveynler arasındaki ilişkilerden yakalayabilir. Öncelikle Kerem, Mert, Cansu ve Ece arasındaki ilişkide Kiralık Aşk formülü kullanılmış. Burada da Kiralık Mert olup Cansu’nun gönlünü çalacak Kerem. Dizideki falcı sahnesinin daha inandırıcı olması gerekiyordu. Madem Cansu işaretleri takip edip Olivia’da çalışmaya gidiyor. Tesadüfen bir kadının gelip fal bakmasıyla değil, daha ikna edici bir çözüm olmalıydı. Bana kalırsa dizinin en büyük sorunu adını karşılamaması.

Yasemin daha iyisini yapardı

Açıkçası adı Yüksek Sosyete olan bir işte bu kadar sıradan mekan, kostüm seçimleri olmamalıydı. Yüksek Sosyete’nin yaşadığı evler, arabalar, gittikleri mekanlar, şirketler, giydikleri kıyafetler o kadar sıradandı ki, Kiralık Aşk’taki Yasemin; bir şirket çalışanıyken bile; çok daha iyisini yapabiliyordu. Kendi adıma Yüksek Sosyete’yi göremediğimizi düşünüyorum. Özellikle zenginlik içerisinde yüzen Zuhal Olcay’ın puantiyeli elbisesi ve beyaz ceketli halini hiç unutmayacağım. Keşke prodüksiyon bütçesi artsaymış ve sanat ekibi daha gerçekçi bir dünya kursaymış.

Haberin Devamı

Işıl bunu yapamaz

Hazar Ergüçlü’ye zaten bayılıyorum. Öyle bir malzemesi var ki, kısa sürede iyi-kötü, zengin-fakir ne oynadıysa inandırdı bizi. Engin Öztürk’ü özellikle bavulları taşıma sahnesinde çok beğendim. Saç ve sakal arasındaki ton farkını da halletseler şahane olacak. Meriç Aral yeni favori oyuncum. Ece olarak bu yaz onu konuşacağımıza iddiaya girerim. Ozan Dolunay’ı Tatlı Küçük Yalancılar’dan beri takip ediyorum. Çok sempatik bir yüzü var. Bu diziyle daha fazla adından söz ettirecektir. Dizinin en yanlış kurulan karakteri Ceyda Tepeliler’in canlandırdığı Işıl karakteri. Karısı Süreyya’nın bile deli gibi korktuğu Metin karakteri varken, Süreyya’ya video çekip göndermesi inandırıcı değildi. Bunu Poyraz Karayel’de sık sık Songül ve Begüm arasında izledik. Ancak Sadrettin korkulan bir adam değildi. Metin ise gizemli ve korkutucu! Işıl karakteri bunu yapamaz.

Haberin Devamı

Günden kazandı

Ez cümle; Yüksek Sosyete bazı sorunlarına rağmen hikâyesiyle izleyicinin ilgisini çekti. Tabii ki, perşembe günü ekrana gelmesinin katkısı büyüktü. Star TV hangi dizisini oraya koysa yüksek bir açılış yapacaktı. Zira, karşısında dizi olarak çok güçlü bir rakip yoktu. Doğru bir strateji yaptılar. İlk bölümden de karşılığını aldılar. Bundan sonra hikâye sağlam ilerlerse, Kerem ve Cansu arasındaki kimya tutar, doğru bir yönde devam ederse yazı yüksek geçireceklerdir.

DİĞER YENİ YAZILAR