Bir Türk dizisi izliyorsak ana çatışmanın aylarca sürüncemede kalmasına alışıyoruz. Ortada bir sır var ve o sır patlayınca her şey çözülecek.
O nedenle her hafta sanki o sır patlayacakmış gibi bölümler yazılıyor, heyecan doruğa çıkıyor ve sonunda sır patlamıyor. Bu duruma o kadar alıştık ki, Yasak Elma’yı izlerken şaşırıyorum. Çünkü ilk bölümden beri her şey çok hızlı ilerliyor. Mesela pazartesi akşamı ekrana gelen bölüm sanki finale giden bir yolculuk gibiydi. Ender Yıldız’ın Halit’in yanında çalıştığını ve ona oyunu kuranın Yıldız olduğunu öğrendi. Kardeşini Yıldız’ı araştırması için devreye soktu. Ender Lila’ya ve Alihan’a Yıldız’ın Halit’in yeni gözdesi olduğunu söyledi. Yıldız Halit’e Yıldız’ı kendisini ayarlaması için tuttuğunu söyledi. Ender ve Sinan’ın yolları ayrıldı. Sinan bu kez rotayı Zehra’ya kırdı. Yıldız Halit’i kıskandırmak için bir arkadaşını devreye sokup onu işe aldırdı. Daha sonra ondan kazık yedi. Alihan ve Mete aşkı sonunda başladı ve hemen birlikte oldular, boyut atladılar. Ender Yıldız’ın ipini çekmek için Mete’yi buldu ve onu Halit’e gönderdi. Aynı anda Zeynep’in Yıldız’ın kardeşi olduğunu öğrenip Alihan’a gitti. Bir yanda Mete Halit’e Yıldız’ın bir para avcısı olduğunu söylerken, diğer tarafta Ender Alihan’a Zeynep ve kardeşi Yıldız’ın zengin erkekleri tuzağına düşüren bir çete olduğunu söyledi. Kısacası 26 bölümde patlayacak bombaların hepsi altı bölümde ortaya saçıldı. Bundan sonra durum nasıl toparlanır bilinmez ama bu hızı sevdim. Umarım ilk altı bölümde yakalanan bu sistem ilerleyen bölümlerde de devam eder.
EDHO “Dalya” dedi
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisi salı akşamı ekrana gelen bölümüyle “dalya” dedi. Bu devirde bir diziyi 13 bölüm bile devam ettirmek çok büyük başarıyken, 100 bölüme ulaşmak çok büyük başarı! Üstelik üç sezon boyunca zirvede kalmak! Şimdi Kadın dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ı yerinden etse de; 7 barajının üstünde reyting bir dizi gelecek sezonda ekranda olmaya devam edecektir. Eğer ritmini ve hikayesini korursa dizi ikinci defa da “dalya” diyecektir.
Oyunculuğu parlıyordu
Tehlikeli Karım, pazar akşamı veda ediyor. Bazen bir proje kağıt üstünde çok iyi görünüyor, ancak ekranda seyirciye ulaşamıyor. Ama bu onun iyi olan taraflarını kaybettirmiyor. Tehlikeli Karım benim için Gonca Vuslateri’nin oyunculuğunun daha da parladığı bir işti. Seçkin Özdemir’i farklı izlediğimiz bir projeydi. Dizi yayın hayatına son veriyor ama Vuslateri’ni başrole taşırken, Özdemir’in oyunculuğunu da başka bir skalaya taşıyarak gidiyor.