D Productions’ın yapımını, Uğraş Güneş’in senaryosunu, Murat Onbul’un yönetmenliğini üstlendiği Ulan İstanbul pazartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Uğur Polat, Şebnem Bozoklu, Erkan Kostak Köstendil, Salih Bademci, Sevtap Özaltun, Kaan Yıldırım, Caner Özyurtlu, Zeynep Kankonde, Beyti Engin, Alptekin Serdengeçti, Zihni Göktay, Bahadır Hakim, Gökhan Niğdeli, Gözde Türkpençe ve Can Bartu Aslan’ın rol aldığı dizi, hem Tüm Kişiler’de, hem de AB’de üçüncülüğe oturdu. Kandemir, Karlos, Ferdi, Yaren, Bahadır ve Derya’dan oluşan bir hırsızlık çetesinin kaptanı kurtarmak için giriştikleri Robin Hood masalını anlatan Ulan istanbul'un senaryosunun beklentimin çok üstünde çıktığını söyleyebilirim. Karakter motivasyonları sağlam, birbirinden dişi karakterler izledik.
Mazlumdan zalime dönüşüm
Ama ne yazık ki, yönetmen Murat Onbul’un kurduğu dünya beni tatmin etmedi. Açılarından mizansenlerine ne yazık ki ilk bölüm günahıyla doluydu. Biraz daha çalışmayla çok daha gerçek, karikatürden uzak bir iş çıkabilirdi. Oyunculuklara gelirsek… Uğur Polat Kandemir karakterini taşımıştı. Şebnem Bozoklu rolü çok sevmiş ve daha da köpürtecek. Caner Özyurtlu tam Bahadır olmuş. Erkan Kolçak Köstendil ve Kaan Yıldırım bence dizinin parlayan iki oyuncusuydu. İkisinin pasları nasıl gole çevirdiğini izlemek çok keyifliydi. Sevtap Özaltun, hikâyenin hırsızla polis arasında kalan esas kadını olacak. İlk bölümde mazlumdan zalime dönüşmesini biraz eğlenceli bir bakış açısıyla izledik. Keşke o geçiş sancılı olsaydı.
Şehriban şahane karakter
Beyti Engin rol aldığı tüm projelere renk katan bir isim. Ulan İstanbul’da da Hayati karakteriyle gökkuşağının rengini tamamlamış. Salih Bademci Öyle Bir Geçer Zaman ki’den beri her defasında farklı biri oluyor. Ceyhun’la da bize farklı bir polis profili çizecek. Ama içim en çok Zeynep Kankonde’ye yandı. Şahane bir karakter Şehriban. Kankonde’de tecrübesini ortaya koymuş. Ama komedi zor iş bir tık fazla oynarsanız karakter karikatüre dönüşür. Ne yazık ki, reji bu karakteri iyi sağamamış. Umarım, reji elindeki iyi malzemeyi ikinci bölümde bize daha gerçek bir dünyada sunar. Çünkü Ulan İstanbul’da hikâye var, oyuncu var, izlemeye hevesli izleyici var.