Salı akşamı büyük bir dehşetle geceye başladık. Atatürk Havalimanı’nın bombalandığı haberini aldığımızda yalan haber olduğuna emindim. Ta ki televizyonu açana kadar... A Haber 3 bomba patladığını, CNN Türk 2, Habertürk 2 bomba olduğunu söylüyordu. Biz bir türlü sağlıklı haber alamıyorduk. 3G bağlantısı kesiliyor, ekrana görgü tanıkları bağlanıyor ama anayasa konuşmaları devam ediyordu. İstanbul’daki en büyük terör saldırılarından biri gerçekleşmişti ancak bunu bize aktaracak deneyimli muhabirlerimiz yoktu. Çünkü çoğu işsizdi. O nedenle kulaktan dolma bilgilerle haber almaya çalıştık. 42 ölü, 239 yaralının olduğu terör saldırısında, yine haber kanallarımız sınıfta kaldı! Başımız sağ olsun Türkiye!
Dalkıran’ın isyanı
Son zamanlarda sürekli aynı haberleri okur olduk. “Gün geçmiyor ki” diye başlayan cümlelerimizle dizi sektörünün çirkin yüzü daha fazla gözler önüne serildi. Bu hafta Hayatımın Aşkı dizisinde teknik ekibin isyanını yazmıştım. Bir isyan da yönetmen Biray Dalkıran’dan geldi. Kanıt dizisinin yönetmenliğini üstlenen Dalkıran, 12 Temmuz’da yeniden yayın hayatın başlayacak olan Kanıt Ateş Üstünde dizisinden de nasıl ayrıldığını instagram hesabından duyurdu. Dizinin her şeyiyle ilgilendiğini, ilk bölümünü çektiğini, 2. bölümden itibaren dışlandığını ve projeden ayrılmak zorunda kaldığını ifade eden Dalkıran, instagram hesabından yayınlandığı açıklamada soruyor: “Eyvah kanal iş vermez, eyvah yapımcılar sorun çıkaranları sevmez diye kimse ses çıkarmadığından bu hale geldik. Sonuçta biz insanların ruhlarına iş sunuyoruz. Kendi ruhumuz huzurlu olmadığında nasıl iyi iş yaparız? Hepimiz eninde sonunda öleceğiz ve sadece diğer insanlara nasıl davrandığımız, nasıl hatırlandığımız ortada kalacak. Kanıt adı gibi ateş üstünde... Biray Dalkıran… ‘Kanıt’a emek vermiş bir ruh...” Kanıt’ın yolu açık olsun! Keşke iletişim sektöründe çalışan bu insanlar, bir sorun olduğunda konuşarak çözebilseler. Kimseye kimseye haber vermeden emek vermiş kişileri yok saydığında ortaya sadece çirkinlik çıkıyor. Oysa her şey açık iletişimle çözülebiliyor.
Sezon finali tatmin etmedi
Hayat Şarkısı dizisini çok sevdiğimi herhalde defalarca dile getirdim. Sadece dizinin ilk bölümünde hikâyeye girememiş, hatta antipatik bulduğum şeyler olduğunu yazmıştım. Ancak sonra öyle bir toparladı ki, bu sezonun en iyi dizisi olduğunu ortaya koydu. Salı akşamı sezon finali yaparak veda etti. Aradaki 19 bölüme laf edemem, hepsi birbirinden iyiydi. Ancak ben sezon finalini çok eksik buldum, tatmin etmedi. Neredeyse tüm bölüm Mahir’in Emine’sini aramakla geçti ve sonucunda da hiçbir şey olmadı. Son 15 dakika dışında öncesi zaman doldurmak için yazılmış gibiydi. Benim için ilginç bir tecrübe oldu Hayat Şarkısı. Hayatımda ilk defa bir dizinin en önemli bölümlerini değil, aradaki detay bölümlerini beğeniyorum. Her şeye rağmen, Hayat Şarkısı ekibinin emeğine sağlık! Bu sezon bize en kaliteli işi izlettikleri için!