Meslek gereği oradan oraya koştururum ama her gittiğim yerde elimde bilgisayarım mutlaka çalışırım. Uzun bir süre sonra ilk defa bilgisayarsız, telefonsuz bir tatil yaptım. Rotayı Karadeniz’e kırdım. Önce Rize, sonra Artvin ve Trabzon’u gezdim. En büyük şansım telefonumun çekmemesiydi. İnternet de yoktu. Hal böyle olunca hiçbir şeyden haber alamadım. Fırtına Deresi’nin sesiyle uyudum, rüzgarın sesini müzik yaptım. Bir de böcekler sokmasaydı iyiydi ama doğada her şey mümkün! Tatilimin son günü tam telefonumun çektiği bir yere gitmiştik ki, Osman Sınav aradı. Karadeniz’de olduğumda öğrenmiş, Sen Anlat Karadeniz setine davet etti. Uçağımın kalkmasına 4 saat vardı. Çekimin yapıldığı Sürmene Devlet Hastanesi ise 40 dakika uzağımdaydı. Soluğu sette aldım. Büyük ihtimalle okulların açılacağı hafta başlaması beklenen Sen Anlat Karadeniz’in yeni sezon ilk bölümüyle ilgili hiçbir spoiler vermeyeceğim. Ama dizinin değişen senaristlerini ve yönetmenini tabii ki Sınav’a sordum. Beni sette yapımcı-yönetmen Osman Sınav ve yönetmenler Yusuf Ömer Sınav ve Veli Çelik karşıladı. Veli’ye yeni sezon için hayırlı olsun dileklerimi sunduktan sonra o sete geçti, biz çay içmeye gittik.
Deli miyim ekip değiştireyim
“Geçen sezon en yüksek reyting alan diziler arasına adını yazdırmış Sen Anlat Karadeniz projesinde ne oldu da bir anda yaprak dökümü yaşanmaya başladı?” Oturur oturmaz konuya girdim ama Osman Hoca ser verip sır vermedi. “Mantıklı düşünelim. Geçen sezon herkesin imkansız dediği 20 reytinglerin üzerine çıkmış bir iş yapmışız. Sezon arası verdiğimizde de senarist ve yönetmenle yolumuz ayrılmış. Sizce ben deli miyim? Bir şey olmasa bu kadar iyi giden bir işin ekibini bozar mıyım?” demekle yetiniyor Osman Hoca... Daha sonra da projeye yeni katılan senarist Erkan Birgören’in heyecanını anlatmaya başlıyor: “Benim sezon içinde olmasını istediğim bazı şeyler vardı. Erkan Birgören’le görüşme yaptığımızda aynı şeyleri söylediğini gördüm. Aynı noktada olmamız beni de heyecanlandırdı. Şimdi Erkan çok daha fazla heyecanlı. Onun işi de kolay değil. Ama çok iyi bir yeni sezon bölümüyle geliyoruz. İzleyicimiz hazır olsun.”
Oğlumu izlemek keyif veriyor
Veli Çelik yanımıza geliyor. Osman Sınav’la daha önce pek çok proje de çalıştığı için ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Yeni mekanlar bulmuş, onları anlatıyor. Spoiler vermek yasak, o nedenle susuyorum. Yusuf Ömer Sınav’la ilk kez tanışıyoruz. Baba-oğul çalışmak çok zordur. O yüzden ikisinin ilişkisini dikkatle inceliyorum. Yusuf Ömer babasına karşı inanılmaz saygılı. Sette her an ona “Hocam” diyor. Asla baba dediğini duymadım. “Zor değil mi?” diye soruyorum. Yusuf Ömer; “Artık değil. Çünkü ben Osman Hoca’yı çok iyi tanıyorum. Yıllarca setlerde onun asistanlığını, asistanlarının asistanlığını yaptım.” Ne olursa olsun son tahlilde bir baba-oğul çatışması oluyordur mutlaka... Yusuf Ömer, “İşte tam o noktada birbirimize bakıp yapımcı-yönetmen ilişkisi yaşamaya başlamamız gerektiğini anlıyoruz” diyor. Osman Sınav söze atılıyor. “Ben sete geliyorum işimizin başındayım ama oğlumun iyi bir yönetmen olduğunu izlemek benim için en büyük keyif.”
Karadeniz şivesi yapıyor
Biz sohbet ederken hastanenin etrafı kalabalıklaşıyor. Dizinin inanılmaz büyük bir fan kitlesi var. Hepsi sevdikleri oyuncuyla bir kare fotoğraf çektirmek için saatlerce bekliyorlar. Ortaya tabii ki Karadeniz fıkrası gibi detaylar çıkıyor. Yusuf Ömer Sınav çok iyi Karadeniz şivesi yapıyor. Birkaç seyircinin taklidini de çok güzel yapıyor. Yönetmenler arasındaki uyum şahane! Uçak saatim yaklaştığı için bir de Türk kahvesi içip setten ayrılıyorum. Tabii ki tatilde olmadığım bir zamanda tekrar bu sete gideceğim ve setten izlenimler yazacağım. Şimdilik bu kadar! Sen Anlat Karadeniz eylülde yeni sezon bölümleriyle atv’de...