Muhammet Uzuner, Melis Birkan, Özgür Çevik, Burak Sağyaşar, Meral Çetinkaya ve Burak Sergen’in başrollerini oynadığı Saklı Kalan perşembe akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Dizi Melis Birkan’ın canlandırdığı Defne karakterinin ağlama sahnesiyle başladı. Telefonda sevgilisi Murat Cevher’in evli olduğunu karısının intihar etmesiyle öğrendiğini birisine anlatıyordu. Ardından cenaze evine gittik ve karakterlerimizle tanıştık. Muhammet Uzuner’in ilk göründüğü sahneyi çok beğendim. Sakallı haliyle de bir hayli karizmatikti. Keşke o sakalları kesmeselerdi diye düşündüm. Dizi, ikinci kadının cezasını ilk 15 dakikada kesti. Cevher ailesinin kusurlu ağabeyi Tarık, Defne’yi öldürtüp denize attırdı. Böylece seyirci rahatlatılmaya çalışıldı. Tabii ki bunlar benim tahminim. Çünkü dizide bize bunu açıklamadılar. Bence Murat’ın karısı Defne’yle ilişkisini öğrendiği için intihar etti. Normalde bu izleyicinin tepki göstereceği ve başrol kadını sevmemesini sağlayacak bir durum. Ama hikâye ilk 15 dakikada ikinci kadını öldürterek “Merak etmeyin, cezasını verdik” dedi. Ama sonra Defne birden hortladı. Ukrayna’da ihalede karşımıza çıktı. Murat’ı geçmişe götürünce Defne’yle ilişkisine de şahit olduk. Finalinde Gülce’nin Defne’nin ikizi olduğunu ve intikam almaya geldiğini öğrendik.
Prodüksiyon özenli
Önce dizinin beğendiğim yönleriyle başlamak istiyorum. Mehmet Ada Öztekin’in resimleri çok güzeldi. Muhammet Uzuner, ilk 10 dakika bir tane repliği olmamasına rağmen bizi Murat Cevher olduğuna inandırdı. Burak Sağyaşar, bir yıl sonra çok doğru bir rolle ekrana döndü. Güvenlik müdürü Ömer ve onun evin küçük kızı Ece’ye olan aşkı bence bu hikâyenin en çok izlenecek yanı olacaktır. Sağyaşar’ın performansı iyiydi. Özgür Çevik, amcası ve babası arasında kalan, sıkışmış ama hırslı Onur’a bizi inandırdı. Burak Sergen’in canlandırdığı Tarık, ne yalan söyleyeyim en bayıldığım karakter oldu. Hele oğluna “Kusurlu bir babayı sevebilir misin?” dediği anda yarattığı duygu gönlümde kaldı. Meral Çetinkaya’nın büyük hayranıyım. Kendimi bildim bileli karşıma hep başka biri olarak çıkıyor. Her seferinde beni kendisine hayran bırakıyor. Sitare Cevher olarak da peruğu hariç yine çok inandırıcıydı. Dizide hayranlıkla izlediğim diğer şey, yapımcı Kemal Kurçer’in prodüksiyona gösterdiği özen oldu. Zengin dünyasının gerçekçi olması için hiçbir masraftan kaçınmamıştı. Bu arada perşembe akşamı dizide bir eylem görmekten hoşlandım. Malum ülke gündemi çok yoğun. Hayvan hakları için mücadele eden aktivistleri görmek bana bir “Oh” çektirtti. Dizinin senaryosu Funda Alp ve Tayfa’ya ait. Ancak ikinci bölümden sonra tamamen onların kontrolünde olduğu bilgisini aldım. Bana kalırsa senaryoda karakterlere derinlik katalım derken, duygu kaybolmuş, karmaşıklaşmış.
Yayın saati yanlış
Mehmet Ada Öztekin, çok saygı duyduğum bir yönetmen. Dilini de sinemada çok beğenirim. Ama iş dizi olduğunda durum değişiyor. İşin görüntü kısmıyla o kadar ilgilenmiş ki, duyguyu kaybetmiş. Saklı Kalan’da da bol bol uçak, helikopter, deniz uçağı, Ukrayna, tekne izledik. Ama duygunun sağıldığı sahneler izleyemedik. Oysa görsellik kadar sahnelerin duygusu köpürtülseydi bambaşka bir sonuç olurdu. Dizinin müzikleri Kerem Türkaydın’a ait. Ancak kullandığı tema müzikleri işin ritmini o kadar düşürdü ki, bir ara uyuyacağımı hissettim. Oysa 22.00’den sonra seyirciyi ekrana çekmek için daha canlı temalar seçilmeliydi. Zaten bu dizinin PT 1’de yani 20.00’de ekrana gelmesi gerekirdi. Saklı Kalan, yolsuzluk operasyonunda flaş gelişmelerin yaşandığı bir akşam yayınlanarak bence şansız bir başlangıç yaptı. Haber kanallarına yoğun ilgi vardı. Dizi Tüm Kişiler’de 1.01 reytingle 83’üncü, AB’de 1.40’la 38’inci oldu. Bu kadarını asla hak etmiyordu. Saklı Kalan, iyi oyunculuklar, kaliteli prodüksiyon, başarılı resimlerle bana “Görüntü var ama duygu yok” dedirtti. Umarım, dizi ikinci bölümüyle toparlar. Ama kurtarmanın sırrı basit: Senaryonun konusu zaten basit, seyircinin anlamaması için karmaşıklaştırılacağına, seyirciye geçirmek için basitleşir, çatışmalar kuvvetlendirilirse ve reji de duyguyu sağmaya uğraşırsa izlenebilir.
Saklı Kalan’da görüntü var, duygu yok!
Haberin Devamı