Reaksiyon konusuz bir dizi olmuş

Ağustos ortasında Reaksiyon dizisinin ikinci tanıtımı çıktığında ne anlattığını anlamamış ve yapımcıları Emre Özdür, Ozan Aksungur ve Başar Başaran’ın kapısını çalmıştım. Hatta 20 Ağustos Çarşamba günü yayınlanan yazımda bunu kaleme almıştım. Şüphesiz bu sezonun en iddialı dizisi Reaksiyon’du. Zira hazirandan beri tanıtımı yapılıyor, her geçen gün büyük bir ismi bünyesine katarak iddiasını daha fazla artırıyordu. Kullanılan askeri uçaklar, fırkateynler, 8 kamera yapılan çekimleri duydukça ne yalan söyleyeyim içim içimi yiyordu. Hatta hem senaristi, hem de yapımcısı Emre Özdür’e “Şekle fazla takıldınız, umarım içeriği kaçırmazsınız” derken bile buldum kendimi. Neredeyse tüm Türkiye’yi kaplayan Reaksiyon afişleriyle işi resmen beynimize kazıdılar. Düşünün her sabah uyanıp, evimin karşısında Reaksiyon’a baktım ben. Başrollerini İbrahim Çelikkol, Selen Soyder, Nehir Erdoğan, İsmail Demirci, Erdal Beşikçioğlu ve Yurdaer Okur’un paylaştığı Reaksiyon için pazartesi akşamı büyük bir heyecanla ekran karşısına oturdum. “Biz çok iyi bir şey anlattık, bu halk bunu anlamadı” bahanesini kırmak için şu açıklamayı yapmak zorundayım. Biz de aptal değiliz. Bir şey doğru anlatıldığında kavrayabiliyoruz.

Haberin Devamı

İlk bölüm 63 günde çekildi

Sanırım hepimize önce “Kim, kimdir?” kılavuzu vermeleri gerekiyordu. Dizi MİT binasında benim yapımcılarla görüştüğümde öğrendiğim için bildiğim başbakanlık müsteşarı ve MİT müsteşarının konuşmasıyla başladı. Bakan öldürüldü, suikast oldu ama hiçbirimiz bu iki olaya odaklanamadık. Çünkü bunlar niye oldu, bunu yapan dayıya mı hak vermeliyiz, yoksa Gürkan’a mı bilmiyorduk. Sıfır empatiyle diziye başladık. Ekranda uçaklar, firkateynler, boş boş bağıran oyuncular, suikast olurken şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk. Dizinin geçişleri, her sahnede yüksek müzik, gerçekçi olmayan oyunculuklar, dizinin kahramanının bir saat dizide görünmemesi derken şok üstüne şok yaşadık. Dizinin yeşil rengi, görüntü sıçraması, ses kayması, florasanlı mekânlara hiç girmiyorum bile. Bu dizinin ön hazırlığı 10 ay sürdü. 63 günde birinci bölüm çekildi. Peki, hiç kimse izleyicinin gördüğünü fark etmedi mi? Dizi bir kurgu faciasıydı. Belli ki bazı sahneler kesilmiş ve karakterlerin çoğu kartonlaşmıştı. Kısacası biz 50 dakika konusuz dizi izledik. 50 dakikadan sonra kahramanımız Oğuz göründü. Her yere para akıtan yapım sağ olsun, en önemli sahneye yani Oğuz’un intikam alıp evi patlattığı sahnede patlamayı göstermeyerek bizi işten iyice uzaklaştırdı.

Haberin Devamı

Şekle değil öze takılmalı

Oyunculuklara gelirsek, hepimiz büyük şoku iki isimde yaşadık. İlki, Karadayı’da savcı Turgut olarak izlediğimiz Yurdaer Okur. Diğeri, Behzat Ç.’yle ekranda oyunculuk dersi veren Erdal Beşikçioğlu. İkisi de bir önceki rollerini tekrar ediyorlardı. Nehir Erdoğan sadece iki sahnede göründü. Askeri savcıyla herkesin bu kadar rahat konuşması pek anlaşılamadı. Selen Soyder ve İbrahim Çelikkol’un sahneleri yine en çok duyguya girdiğimiz anlardı. İsmail Demirci, her şeye rağmen yine en gerçek oynayan oyuncuydu. Öz duyguma gelince, en büyüğü 35 yaşında üç yaratıcı yapımcı Emre Özdür, Ozan Aksungur ve Başar Başaran. Ayrıca çok iyi senaristlerdir. Yıllarca Kurtlar Vadisi’ni yazdılar. Sanırım bu diziyi yazarken yeni bir bölüm yazdıklarını düşündüler. Sıfır bir bölüm değil. Herkesin her karakteri ve olayları önceden bildiğini düşündüler. Ertesi gün herkes bu cümleleri kuruyordu. Dizi, Tüm Kişiler’de 2.94 reytingle 8’inci, AB’de 4.74’le 3’üncü oldu. Bu sezon başlayan diziler arasında en yüksek reytinglerden biri AB’de aldıkları… Dolayısıyla, ekran karşısında bu diziyi izlemeye gönüllü bu kadar kişi varken, bu diziyi acilen izleyiciye yaptıklarını hatırlamaları gerekiyor. Bir diziyi tutturmanın formülünün de şekle değil öze takılmak olduğunu…

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR