Asker dizilerinin patlama yaptığı dönemde ilk başlayan dizi Kanal D’nin İsimsizler’i oldu. Senaryosunu önceden okuma şansım olmuştu. Ancak televizyonda izlediğim dizi okuduğum senaryoyu hiç yansıtmıyordu. Evet kelimeler aynıydı ama o dünya ve mizansenler izleyiciye duyguyu geçirmiyordu. Daha sonra diğer asker dizileri geldi. Savaşçı ve Söz bu modanın etkisiyle alıp başını giderken İsimsizler reyting olarak iki dizi kadar ses getirmedi. Yeni sezonda hem hikayede değişiklikler oldu, hem yönetmeni değişti, hem de yeni oyuncular eklendi. Fakat bir türlü istenen başarı yakalanamadı. Dizinin günü değişti, bu defa cumartesi akşamları yarışa çıktı. Ancak bu türde bir cumartesi başarılı olması imkansızdı. Öyle de oldu. Bu kez İsimsizler’in yerine Dostlar Mahallesi geldi. Cumartesi akşamı önce Dostlar Mahallesi, ardından da İsimsizler’in finali yayınlandı. Sonuç Dostlar Mahallesi İsimsizler’in boşluğunu reyting olarak dolduramadı. İsimsizler doğru zamanda, doğru konjonktürde başlamasına rağmen bu türde başlayan diziler arasında ilk veda eden dizi oldu. Tüm ekibin emeğine sağlık! Ama bu türün iş yaptığı bir dönemde yayından kaldırılması üzerine iyi düşünmek gerekiyor. Hataların üzerinden geçip aynı yanlışa düşmemek gerekiyor.
Kendisini gözünüze sokmadan müziğiyle kulağınıza işliyor
Gece hayatında çok fazla gezen biri değilim. Ancak geçtiğimiz hafta arkadaşım Uğur Genç’in davetiyle Gökhan Türkmen konserine gittim. Uğur, Beşiktaş esnafıdır, oyuncudur. Şu sıralar Gökhan Türkmen’in asistanlığını da yapıyor. İlk defa Türkmen’in canlı performansını dinledim. Ne kadar çok şarkısını biliyorum diye düşünmeden edemedim. Bence Gökhan Türkmen, kendisini gözümüze sokmayan ama müziğiyle farkında olmadan kulağımıza işlemiş bir isim. Sakin bir sahne performansı var Türkmen’in. Odaklandığınız şey sadece müzik ve müziğe doyarak geceden ayrılıyorsunuz. Bundan sonra Gökhan Türkmen’in konserlerini kaçırmam. Çünkü sadece müzik dinlediğim ve kulağımın pasının silindiği konserleri özledim.