Tükenmez Film-Gani Müjde’nin hem yapımcılığını, hem proje tasarım ve senaryosunu, Kıraç’ın müziklerini, Eda Teksöz Kipritoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği İki Yalancı, pazartesi akşamı Kanal D’de başladı. Keremcem, Yağmur Tanrısevsin, Serhan Arslan, Hazal Şenel, Koray Erkök, Rahmi Dilligil, İnci Şen, Erol Aydın, Tuna Arman, Şebnem Gürsoy, Aykut İspir, İlsu Olcahan Kubak, Çınar Kaan Şimşek’in rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 3.66 reytingle birinci, AB’de 3.16’yla ikinci, ABC1’de 3.71’le birinci oldu. Bir toplumun fikri neyse zikri dizilerine de yansıyor. Son yıllarda neredeyse tüm kadınlardan ve erkeklerden aynı şeyi duyuyoruz. Zengin eş bulmak! Bu zaten ekrandaki programlara da yansıyor. Özellikle evlilik programlarında öyle şeyler duyuyoruz ki, aşkın iki araba 3 daireye bedel olduğunu kabullenmiş durumdayız. İki Yalancı işte tam böyle bir sohbetle başladı. İstanbul görüntüsünün üstüne düşen zengin koca muhabbetiyle... Duygu (Yağmur Tanrısevsin) ve Burcu (Hazal Şenel) mahalleden iki arkadaştır. Burcu Bodrum’da bir otelde kuru temizlemecilik yapmaktadır. Mahalleden arkadaşları, görgüsüz Aslı’nın düğünü için İstanbul’a gelmiştir. Duygu bir AVM’de mağazada çalışmaktadır. Babası eve para getiremediği için onları terk edip gitmiştir. O da evine bakmaktadır. Burcu’nun en büyük hayali arkadaşı Duygu’yu zengin bir kocaya yamamaktır. Evet, ilk bölümde tam anlamıyla yaptığı buydu. İşten atılan Duygu soluğu arkadaşı Burcu’nun yanında Bodrum’da alır. Ve plan işlemeye başlar. Zengin koca avı!!!
Oyunlar fazlaydı
Serkan (Keremcem) ve Cenk (Koray Erkök) bir oto tamircide çalışmaktadır. Serkan çocukluk aşkının onu değil parayı seçtiğini öğrenince bunalıma girer ve Cenk’in patronlarına posta koymasıyla soluğu Bodrum’da Naci’nin (Serhan Arslan) yanında alırlar. Tek amaçları kendilerini zengin gösterip zengin kız bulmaktır. Amaç aynı herkes ait olmadığı bir dünyanın içinde yalan söyleyerek birbirinin zenginliğinden yararlanmak istemektedir. Olaylar gelişir, bir barda Duygu ve Serkan tanışır. Bir sürü yalanla finale kadar bir arada kalırlar. Öyle saçma yalanlar söylerler ki, iş artık içinden çıkılmaz hale gelir. Kızların yalanı ortaya çıkacak mı soruyla ilk bölüm sonu oldu. Dizinin beni en çok rahatsız eden tarafı bu zenginlik vurgusunun neredeyse her diyalogda geçmesiydi. Anladık, herkes zenginliğin peşinde ama her saniye gözümüze sokulması bir süre sonra fazla geldi. Hikaye zaten Yeşilçam dokusunda ve yaz aylarında izleyebileceğimiz bir şekilde ilerliyor. Mahalle, ailelerin olaya dahil olma şekli, gençler, hayaller ve yalanlar iç içe geçip bir romantik komedi olarak aksa çok daha keyifli bir hal alacak. Ancak özellikle Koray Erkök ve Serhan Arslan oyunlarıyla fazlasıyla komediye kaçıyor. Daha doğrusu o evde yaşayan, o barlara ve plajlara gidip o cümleleri kuran ve öyle davranan kişilerin kimse yüzüne bakmaz. Zaten sahnede fazla kaçıyor. Yalancı oldukları o kadar belli ki, bunu anlamayan Duygu ve Burcu da salak durumuna düşüyor.
Aşk artırılmalı
İki Yalancı, reytinglerde gün birincisi olarak iyi bir başlangıç yaptı. Günümüzde Twitter, insatagram, Google varken hepimiz telefonlarımıza düşüp her tanıştığımız kişinin kim olduğunu sosyal medyadan kontrol ederken, bir kez bile telefonlarına birbirlerinin adlarını yazıp bakmamalarına olaylar silsilesinden inandık, daha doğrusu takılmadık. Ama bu yalanı biraz daha saklamak için daha gerçek sebeplere ve oyunlara ihtiyaç var. Dizi ikinci bölümden sonra türünü oturtur, bir seçim yapar ve aşkı artırırsa yükselişe geçebilir. Herkesin emeğine sağlık!