İki ölüm ve iki farklı tepki

Bu hafta sonunu iki ölüm haberiyle geçirdik. İlki büyük usta, oyuncu, yönetmen, insan Zeki Alasya’nın ölümüydü. Cenazesinde gözyaşları sel oldu, bu kez bizi güldürmedi ama iyi bir oyuncu olmaktansa, iyi bir insan olmanın daha önemli olduğunu herkese gösterdi. Cenaze namazında iğne atsan yere düşmezdi. Sanatçı dostlarının dışında onu seven, hiç tanışmamış ama yıllarca ekrandan evlerine konuk etmiş sevenleri vardı. Sanki ailelerinden biri ölmüş gibi canları yanıyordu. Levent Camii’nde imam “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorduğunda herkes canı gönülden haykırarak hakkını helal etti. İnsan galiba bu cümleyi duymak için yaşıyor. Sen öldüğünde arkandan bu kadar gönülden helal edildiğini duymak için... Bu senin o hayatta iyi biri olarak kalmayı başardığını gösteriyor. Zeki Alasya’ya Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm Türkiye’ye başsağlığı diliyorum. Sanatçılar ölmez, onu hep yaşatacağız.

Evren’in ölümüyle sinirler boşaldı

İkinci ölüm haberi cumartesi gecesi saat 23.00’te geldi. 7’nci cumhurbaşkanı, 12 Eylül 1980 darbesinin mimarı Kenan Evren 98 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ama ne acı ki, bu ölümün arkasından bir tane bile iyi söz çıkmadı kimsenin ağzından... Özellikle sosyal medyada bir bayram havası vardı. Hatta #hakkımızıhelaletmiyoruz ve #kötübilirdik diye hashtagler açıldı. Bizler ölünün arkasından kötü konuşmayan, üzülen bir toplumuz ama Kenan Evren o kadar can yaktı ki, toplum ölümüyle bir sinir boşalması yaşadı. Ne acı değil mi, bir tarafta bir sanatçının ölümüne ağlarken, diğer tarafta bir askerin, cumhurbaşkanının ölümüne sevindi bu toplum. Ben 23 Mayıs 2006 yılında Vatan gazetesi için bir röportaj yapmıştım Evren’le... “Bugün hâlâ asmayalım da besleyelim mi diyorum!” demişti. Cenazesi yarın devlet töreniyle Ankara Devlet mezarlığına defnedilecek.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR