Lucky Red Film’in yapımını, Shebnem Askin’ın yapımcılığını, Gökhan Horzum ve Ekin Atalar’ın senaristliğini, Yıldıray Gürgen’in müziklerini, Hakan Kırvavaç’ın (Ketche) yönetmenliğini üstlendiği Hayatımın Aşkı, pazar akşamı Kanal D’de başladı. Hande Doğandemir, Serkan Çayoğlu, Berk Hakman, Zafer Algöz, Zeynep Eronat, Avni Yalçın, Sadi Celil Cengiz, Yonca Evcimik, Deniz Barut, Seda Türkmen, Ayşegül İşsever, Murat Parasayar, Sarp Can Köroğlu, İlay Erkök, Duygu Gök Boztepe, Gizem Terzi ve Özkan Ayalp’in rol aldığı dizi, Tüm Kişiler’de 3.37 reytingle 4’üncü, AB’de 2.82’yle 4’üncü, ABC1’de 2.92’yle 6’ncı oldu. Yayın esnasında uçakta olduğum için tekrarına yetişebildim. Daha önce senaryosunu okumuş, fazla geveze ama akıcı bulmuştum. Kesinlikle işleyen bir tarafı var hikâyenin. Zaten nasıl olmasın ki Hayatımın Aşkı, en sevdiğim romantik komedi filmlerinden birine çok benziyor.
Acı Gerçek’e benziyor
2009 yapımı, Katherine Heigl, Gerard Butler ve Eric Winter’ın başrollerini paylaştığı Ugly Truth (Acı Gerçek) filminde de hayatının aşkını arayan Abby’nin Mike’ın yardımlarıyla Colin’i etkilemesini izlemiştik. Filmi daha fazla açık etmeyeceğim, izlemeyenlerin mutlaka izlemesini öneririm. Ben Hayatımın Aşkı’nın ana çatısını filme benzettim. Hatta Berk Hakman’ın da fazlasıyla Gerard Butler’a benzetildiğine iddiaya girerim. Sorun bir şeye benzemesi değil, zaten bu devirde her şey birbirine benziyor. Ancak okuduğumu ekranda izleyemediğimi söyleyebilirim. Senaryonun gevezeliği dizide de fazla öne çıkmış. Oysa reji bu gevezeliği sahneleri sağarak bize verebilirdi. Mekanlar güzel, laf etmek zor. Ama biz ilk bölüm sadece koca olsun da, ne olursa olsun diyen bir Gökçe izledik.
İddiaya kurban gidebilir
Gökçe’nin bu güzelliğine rağmen neden evde kaldığını anlamadık. Oralar işlense ve seyirciye geçse eminim reyting sonucu başka olurdu. Senaryo kime yazılmış bilemem ama insan Hande Doğandemir gibi güzel bir kıza bakıp adamlar neden bu kıza “Sorun sen de değil, ben de” diyor düşünmeden edemiyor. Filmde Abby, kimsenin katlanamayacağı kadar kontrol manyağıydı. Gökçe’ye de böyle sağlam bir gerekçe bulunsa süper olurmuş. Kaan ve Demir’in derdini de göremedik. Büyük ihtimalle bu bir Türk dizisi olduğu için ilerleyen bölümlerde Gökçe bir iddiaya kurban gidecek. Kısacası ilk bölümü Gökçe’nin yalnızlığına ayırmasına rağmen Hayatımın Aşkı, Gökçe’yi bize tanıtamadı. Komiklik olsun diye komik olan sahneler dışında Gökçe’nin ne istediğini anlamadık. İş desek, hayatının fırsatını Demir’i tavlayarak geçirmeye çalışıyor. Aşk desek, saçmalığın tarihini yazıyor. Romantik komedi ne yazık ki, Türkiye’de çok kolay bir tür olarak algılanıyor. Oysa emin olun, en zor türlerden biridir. Sadece oyuncuların uyumu yetmez, sağlam gerekçelere de ihtiyaçları vardır. Hayatımın Aşkı, ilk bölümünde güzel müzikler, mekanlar, oyuncular ve komikliklerle başladı ama ilerleyen bölümlerde hikayeyi açması gerekiyor. Gökçe’nin çaresiz yalnızlığına bir gerekçe bulmak şart. Aksi taktirde güzel, yetenekli ve ailesi tarafından sevilen Gökçe’nin neden yalnız kaldığını anlamayıp kanal değiştireceğiz. Hep söylediğim gibi romantik komedileri çok severim. İyi bir oyuncu kadrosu elinizde varken, bu işi kurtarmanın yoluna bakın da yazın güzel bir iş izleyelim.
Güle güle Oya Abla!
Olmadı! Oysa ne kadar umutluyduk, “Oya Aydoğan inatçı kadındır, asla pes etmez” dedik. Ancak pazar sabahı acılı haberi aldık. Pazartesi de ona son görevimizi yerine getirdik. Önce CRR’da anma törenine katıldık. Dostları, ailesi ve oğlu Gurur konuştu. Ardından da camiye geçtik. Hınca hınç doluydu camii. Meğer ne çok sevenin varmış Oya Abla. Daha önce yazmıştım. Benim hayatım adımın Oya Aydoğan olarak anlaşılmasıyla geçti. Ben Oya Doğan’ım dedikçe bana Oya Aydoğan diye hitap ederlerdi. Oya Abla’ya her bu anıyı anlattığımda “Oya’cım sence neden hep akıllarına ben geliyorum” diye sorardı. Ona hep “Seni sevdiklerinden” cevabını verirdim. Söylemesi kolaydı ama bunu o camide gördüm. Gerçekten öyleymiş Oya Abla. Sen güler yüzünle, güzel kalbinle herkesin kalbine işlemişsin. Seni tanımayan herkes ailesinden biriymişsin gibi bahsediyordu senden. Şimdi anladım ne demek istediğini... Oya Aydoğan olmak kolay değilmiş. İyi ki tanıdım seni, iyi ki hayat hikâyeni senden dinledim. İyi ki oğluna olan muhteşem sevgine şahit oldum, iyi ki adım seninle karıştırıldı. İyi ki ablam oldun. Mekanın cennet olsun ablacım. Seni asla unutmayacağım, zaten hu mümkün değil!