Most Production’ın yapımını, Gül Oğuz’un yönetmenliğini, Berkun Oya’nın senaryo danışmanlığını, Deniz Yeşilgün ve Esra Çetek Yılmazer’in senaryosunu üstlendiği Hatırla Gönül, pazar akşamı görücüye çıktı. Gökçe Bahadır, Engin Öztürk, Onur Saylak, Selen Öztürk, Turgay Kantürk, Cahit Gök, Perihan Ünlücan, Özcan Tekdemir, Tuğrul Tülek, Biğkem Karakuş, Ezgi Tombul, Berrin Şeker Civil, Süleyman Felek, Kaya Akkaya, Nedim Suri, Lila Gürman ve Ali İpin’in rol aldığı dizi, hafızasını kaybeden Gönül’ün Jülide olarak hayatını anlatmaya başlayıp “Neden hatırlamıyorum?” sorusuyla başladı. Dizinin tam da Ankara’da barış mitinginde patlama olmasından bir gün sonrasında başladığını düşünürsek, öyle günlerden ve acılardan geçiyoruz ki eminim “Keşke hatırlamasak bu acıları” diyoruzdur.
Onur Saylak muhteşemdi
Hatırla Gönül’de yetiştirme yurdunda büyüyen hemşire Gönül’ün kalp cerrahı Tekin’le evlilik hazırlıkları yapmaya hazırlanırken Tekin’in gerçek yüzüyle tanışmasını ve kaçışını anlattı bize... Öncelikle yönetmen Gül Oğuz inanılmaz akıcı bir dünya kurmuş. Dizi ne zaman başladı, nasıl bitti anlamadık. İki saat su gibi akıp gitti. Özellikle barda kavga sahnesi muhteşemdi. O kadar gerçek bir sahne olmuş ki, ev ahalisiyle izlerken gerildik. Oyunculuklar muazzam. Söyleyecek söz yok. Onur Saylak, sinemada gösterip televizyonda bir türlü nasip olmayan oyunculuk kalibresini göz önüne sermiş. Tekin’i nefes almadan takip ettim.
Gönül’le empati kuramadık
Ama işte kocaman bir AMA diyerek dizinin neden Tüm Kişiler’de 2.78 reytingle 10’uncu, AB’de 2.32’yle 16’ncı, ABC1’de 3.00’le 11’inci olduğunu ve neden başlıkta “Hatırla Tekin” dediğimi anlatacağım. Dizinin ilk bölümdeki en büyük sorunu adı Hatırla Gönül olan bir işin aslında Tekin’i anlatmasıydı. Kahramanımız Gönül, o kadar güçlü ve duygularını belli etmeyen bir kadın ki, onun ne geçmişinde yetiştirme yurdunda büyüdüğü için acısıyla empati kurabildik, ne Tekin’e olan aşkına inanabildik, ne de gördüğü şiddet nedeniyle acı çekişine... Gönül ne hissettiyse içinde yaşadı, bize empati kuracağımız bir duygu kırıntısı vermedi. Konuşmalarda ailesiz büyümüş bir kadın vardı ve gerçek hayatta yırtmıştı. Güzel bir evde, iyi meslekte, zengin bir nişanlıyla, kimseye muhtaç olmadan ayakta duruyordu. Hal böyle olunca, yüzde 80’i bunu başaramayan kadınlara ulaşması çok zordu.
Şiddet bu kadar mı normalleşti?
Gönül ve Tekin arasındaki aşka inanmak mümkün değildi. Çünkü ikili arasında öyle bir kimya yoktu. Tekin’in hastalıklı aşkına inandık ama Gönül’de bir aşk göremedik. Zaten ortaya İlknur çıktığı anda Gönül sanki nişanlısından bunu bekliyormuş gibi hemen teslim oldu şüpheye... Gönül Tekin’den şiddet gördükten sonra da aşka dair acı, pişmanlık izlemedik. Üstüne üstlük şiddet gördüğü gece Yusuf diye birisinin arabasına binip ertesi gününü onunla geçirdi. Ben mi abartıyorum, yoksa Gönül her gün şiddet gören bir kadın mı? Şiddet bu kadar mı normalleşmiş hayatında... İnsan aşık olduğu nişanlısından şiddet gördüğünde dünyası başına yıkılır. Sabah gülümseyerek “Günaydın bana börek mi yaptın Hatice Anne?” deyip gece tanıştığı yabancıyla kahvaltı masasında cilveleşmez.
Kısacası Hatırla Gönül iyi bir bölüm ama derdini anlatamamış bir birinci bölümdü. Türk toplumu dizileri sadece eğlenmek için değil, izlediği şeyin içinde kendi hayatıyla empati kuracağı şeyleri izlemek için de seyreder. Karakteri içselleştirir. Karakteri anlar, hak verir, tarafını tutar, onunla ağlar, onunla kızar ve onunla bir yolculuğa çıkar. Ona acır. Ne yazık ki, ilk bölümde Gönül izleyiciye bunu veremedi. Ancak Tekin, tüm gel-gitli kişiliğine rağmen o kadar derin yazılmış ve oynanmıştı ki, onun hikâyesi merak uyandırdı ve ben kendimi Tekin’e acırken buldum. Dikkatinizi çekerim, anti-kahramana, kötüye acıdım. Ona “Hatırla Tekin, sen iyi bir insansın” derken, Tekin neler çekti de, bu hale geldi diye düşünürken buldum kendimi. Oysa bunu belki 3 ya da 4’üncü bölümde söylemeliydim.
Kusursuzluk yansımamalıydı
Özetle, Hatırla Gönül yurt dışına satış şansı oldukça yüksek bir kurguyla sahneye çıktı. Ben kendi adıma çok beğendim. Ama keşke Türk toplumunun “Neden dizi izliyorlar?” sorusuna cevap veren bir bölümle başlasaydı. O zaman reyting sonuçlarının çok yukarıda olacağına adım kadar eminim. Çünkü eldeki hikâye, reji, oyunculuk performansları, müzik ve sanat yönetimi çok iyiydi. Keşke bu kusursuzluk isteği karakterlerin yolculuğuna yansımasaydı. Hatırla Gönül, umarım gelecek bölümde reytingini artırır. Çünkü üzerine çok çalışılmış bir iş var ortada...