Dün sabah içim bir buruk uyandım. Uyumadan önce Hayat Şarkısı’nın final bölümünü izlemiştim. Yalan söyleyemem ikinci sezonuna ilk sezon kadar meftun değildim ama son yıllarda izlediğim en kaliteli işlerden biri olduğunu biliyordum. Üstelik bu tatta bir dizinin kolay kolay gelmeyeceğini de... Final bölümü keyifliydi. Kız istemesi, düğün hazırlığı, balayı, düğün, eğlence derken final bloğuna kadar geldik. Bir anda düğünü terk eden Hülya’yı gördük. Üstelik üç çocuğunu da Kerim’e bırakmıştı. İşte o anda geri döneceğini biliyorduk. Hülya çocuklarını bırakıp asla gitmezdi. Hülya’nın derdi içindeki boşluğu doldurmaktı. Ama olan Mahir’e oldu. Dizide herkes vuslata erdi. Bir tek Mahir gözyaşı döke döke veda etti diziye... Oysa Mahir insanlıktı, dostluktu, kardeşlikti, aşktı, eğlenceydi, zekaydı, merhametti. Ve mutsuz oldu. Bu finale içim buruk onu ekleyeyim. Ama Olgun Toker’i devleştirdi. Çok uzun yıllar bu yeteneği konuşacağız.
Hem masum, hem suçluyu oynadı
Hayat Şarkısı’nda Gül Oğuz’un kalbi vardı. O bir işe kalbini koyunca ortaya bizim kalbimizi burkan işler çıkıyor. Senarist Mahinur Ergun, benim bu ülkede kalemine hayran olduğum bir isim. Neredeyse yazdığı her dizide kendimden bir şeyler buldum. Çünkü odağına insanı koyuyor. Yönetmen Cem Karcı bu işin en büyük şanslarından biriydi. Dizi rejisine yeni bir boyut ekledi. Pek çok teknik denedi ve yarattığı dünyaya bizi hayran bıraktı. Bu dizide biz hikaye, reji ve oyunculuk istedik. Her şey birbirini tamamladı. O kadar çok isim kazandırdı ki sektöre... Burcu Biricik başarılı bir oyuncuydu. Ama kim derdi ki, o melek yüzünden önce bir şeytan, sonra bir aşık, tutkulu bir anne çıkacak. Hülya bıçak sırtı bir roldü ve Burcu ruhunu koydu bu role... Altından da kalktı. Bundan sonra oyunculukta zirveden inmeyecek Burcu. Birkan Sokullu zor bir rol üstlendi. Kalabalık bir ailenin içindeki baba parasıyla yaşayan bir jöne hayat verdi. Yani ekranda gördüğümüz örnekleri gibi kusursuzluk harikası değildi. Ama Kerim karakteriyle, Hülya’nın onu sevişiyle hayata tutundu. İzleyici de ona! Birkan Sokullu’ya kocaman bir alkış. Ahmet Mümtaz Taylan öyle bir Bayram Cevher yarattı ki, bizi güldürürken ağlattı. En çok içimizi o yaktı. Hem baba olmayı, hem koca olmayı, hem iş adamı olmayı, hem dost olmayı, hem suçlu, hem masum olmayı, hem de hep çocuk olmayı aynı karakterde bize anlattı.
Bıybıy şef!
Seray Gözler, Süheyla karakteriyle annemizi hiç aratmadı. Muhteşem bir çiftti onlar... Tayanç Ayaydın, Pelin Öztekin, Ecem Özkaya Üstündağ, Aytan Taş, Deniz Altan, Deniz Şen Hamzaoğlu, Recep Güneysu, Gamze Demirbilek, Almila Bağrıaçık, Serap Önder, Pınar Hamzaoğlu, Sibel Melek Arat, Taha Yusuf Tan ve adını yazamadığım tüm oyuncular Hayat Şarkısı’nın en güzel tınısını söylediler bize. Bize aşkın, tutkunun, aile olmanın, insanın içindeki iyi ve kötünün savaşının, dostluğun hikayesini anlatan tüm ekibin emeğine sağlık! Güle güle Hayat Şarkısı... Bize istemenin ve vazgeçmemenin değerini hatırlattığın için teşekkürler... Bıybıy şef!