‘Fazla Şaapma’ film olur

Ömür Özdemir’le Harem dizisinde tanışmıştık. Dizi Doktoru programıyla setten canlı yayın yapmış ve Ömür’ü de konuk etmiştim. Daha sonra bizim gazetede yazmaya başladı. Arkadaşlığımız pekişti. Güzel Köylü’de oynadığı dönemdeyse ortak arkadaşlarımız sayesinde daha da iyi arkadaş olduk. Bir yıl önce kitap yazdığımda beni yayınevimle tanıştıran da Ömür’dü. O sıralarda yazacağı kitabı konuşuyorduk. Biz onu yaz diye cesaretlendirdikçe o bekliyordu. Meğer o bize çaktırmadan yazıyormuş. Geçen ay ilk kitabı Fazla Şaapma, İnkılap Kitabevi’nden çıktı. İlk işim kitabı almak oldu. 3 saatlik bir uçak yolculuğunda başladığım kitap bitti. O kadar akıcı, samimi bir dille yazmış ki Ömür, ne zaman başlayıp bittiğini anlamıyorsunuz. Kaybeden olmak üzerine acayip tespitleri var. Sanırım Fazla Şaapma’nın en gerçek tarafı ise yazarın kendisiyle dalga geçmeyi göze alması... O itirafları sebebiyle de kitap samimiyete ulaşmış. Ayrıca kitabı okurken film izliyormuşsunuz gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. O nedenle çok yakın bir zamanda Fazla Şaapma’nın filmini izleyeceğimize de eminim. Çünkü kitabın dili ve hikâyesi sinema çok uygun!

Haberin Devamı

‘Aklımla Dalga Geçme’ diyor

Kanal D’de muhabir olduğu günlerden beri takip ederim Fatih Portakal’ı... Samimiyeti ve kendisine has üslubuyla kısa sürede fark edildi. Zaten sonra da Fox Ana Haber’e transfer oldu ve yıllardır bize haberin hikâyesini anlatıyor. Farkını da ortaya koyuyor. Reyting sonuçları zaten ortada! Fatih Portakal bir işe giriyorsa, ben biliyorum ki ardında akıl, sorgulama, gerçeklik olacak. İzleyici olarak ben de yarattığı güven bu! O nedenle geçen ay Can Yayınları’ndan çıkan Aklımla Dalga Geçme kitabını da hemen okumak istedim. Akıl notlarım diye bahsettiği koca bir dönemi ele almış Portakal. Çünkü unutmak ve unutturmak istemiyor. Birkaç gün sonra ise “Geçmişi hatırlatan başucu kitabımı okuduğunuzda aklımla dalga geçme diyeceksiniz” notuyla imzalı kitap yollamış bana... Oysa ben kitabı almış ve çoktan okumuştum. Aklımla Dalga Geçme’yi başucu kitabı olarak tanımlıyor Portakal. Başucu kitabını da, hatırlamak için dönülüp bakılan arşivsel çalışma olarak tanımlıyor. Fatih Portakal bu kitabı şöyle özetliyor: “Anlatılan gerçeklikler ana yemek, tadını biraz daha etkili kılansa düşünceler. Paylaşımların içinde ise akıl ve vicdan iradesini başkalarına teslim etmemiş sorgulayan bir özgürlük var.” O nedenle okurken ben “Aklımla dalga geçme” dedim.

Haberin Devamı

Rüya Dedektifi’ni okuyun

Bugün bu köşe kitaplara emanet! TRT 1’in eski kanal koordinatörü Bülent Ata’yla görevi döneminde onlarca kez dizileri konuşmuşuzdur. Zaman zamanda onun yazdığı çocuk kitaplarına ve şiir kitaplarına değinmiştik. Ancak ilk romanını geçen yıl kaleme aldı. Asuman’la da ciddi bir okur kitlesine ulaştı. İkinci romanı Rüya Dedektifi yaklaşık bir ay önce Erdem Yayınları’ndan çıktı. Polisiye türünde ilginç ve keyifli bir roman olmuş. Rüyadan rüyaya geçen hikayede, rüyaların şifresini çözerken iki saat gibi bir sürede sona geleceksiniz. Zira, konu cezbedici, dil akıcı... Kitaptan sevdiğim rüya tarifini paylaşmak istiyorum: “Rüya öğretir. Öğrenme biçimleri hep bir müfredata, öğretici kabiliyetine bağlıdır. Oysa rüyada anlayıverirsin bilinmeyeni, sırası gelmeden. Bilginin havuzunda yüzersin ve gözüne su kaçar gibi bilgi sana ulaşır ve sende kalır.” Kısa bir spoiler verdikten sonra okuyun derim. Ancak bittiğinde daha uzun olsun ya da devamı gelsin istiyorsunuz.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR