Ünlü bir atasözümüz var. “Mart ayı, dert ayı” denir. Ondan sebep galiba ekranı derdi büyük diziler sardı. Bir çocuk değiştirme modasıdır gidiyor. Sadece bu hafta Aşk ve Gurur, Kırlangıç Fırtınası, Evlat Kokusu dizilerinde aynı konuyu gördük. Önümüzdeki haftalarda bu kez terör, asker dizileri gelecek. Birkaç melodram daha geleceğini duydum. Bir tane bile komedi, romantik komedi, dramedi başlayacağını henüz duymadım. Oysa eskiden mart ayı yaz geliyor demekti. İnsanların artık kafasını dağıtmak istediği ve karanlık işler izlemek istemediği zamandı. Zaten sinema gişesine bakınca bunu çok net görebiliyoruz. Bu gelenek devam ediyor. Komedi filmleri gişede karşılığını alıyor. Çalgı Çengi İkimiz 2 milyon 784 bin 632 kişi tarafından izlendi. Recep İvedik 5 ise daha üçüncü haftasında 5 milyon 748 bin 802 kişi tarafından izlendi. Sadece bu sonuca bakınca bile insanların gülmek, rahatlamak istediği ortada... Buna karşın ekran acıyla doldu. Geçtiğimiz günlerde Gani Müjde bir twit atmıştı: “Recep İvedik’in 3 günde 2 milyon yaptığı ülkemdeki bir kanalın yöneticisi ‘Bu sene komedi istemiyoruz. Sadece dram alacağız Gani Bey’ dedi.” Neredeyse tüm kanalların duruşu bu! Çünkü komedi yurt dışına satılamıyor. Ancak ekranda çeşitlilik olması gerekiyor. Bugün reklam gelirleriyle kanalların para kazanamadığı ve yurt dışı satışıyla dizilere bel bağlandığını artık herkes biliyor. Ancak bu dizilerin çoğunun yurt dışına satışı da imkansız. O nedenle yaz yaklaşırken içimizi karartmaktan vazgeçip, daha kısa süreli komedi dizilerine de lütfen şans verin!
Gülünce gözlerinin içi gülüyor
Önümüzdeki günlerde İstanbullu Gelin dizisiyle ilgili uzun bir yazı yazacağım. Fakat dizide Aslı Enver’in şahane performansını görüp de tek kelime yazmamak ayıp olur. Kayıp’tan beri Aslı her defasında şaşırtmaya devam ediyor. İstanbullu Gelin’de Süreyya rolüne öyle asılmış ki, bir dakika sizi şüpheye düşürmüyor. Ekranın en çok gülümsemeyi sevdiğine inanıyorum. Sanırım bir insana gülmek ancak Aslı Enver kadar yakışır. Gülünce gözlerinin içi de gülüyor. Özcan Deniz, İpek Bilgin, Neslihan Yeldan karşısında da büyüdükçe büyüyor. Helal olsun!
Zamanı doğru kullanma uygulaması
Telefon bağımlılığı olan, işine odaklanamayan insanlar için şahane bir uygulama çıkmış. Geçtiğimiz günlerde Kemal Hamamcıoğlu telefonuma yükleterek beni de bu furyaya kattı. Uygulamanın adı Forest. 6.99 lira ödeyerek satın alıyorsunuz. Kendi ormanınızı kuruyorsunuz. Mesele şu; 10 dakikadan 120 dakikaya kadar bir sürede ağaç dikme talimatını veriyorsunuz. Bu süre boyunca telefonunuza dokunmanız yasak! İşinize konsantre oluyorsunuz. Eğer mesajlaşır, instagrama girerseniz ağacınız yanıyor. Başarılı olamıyorsunuz. Zamanı doğru kullanmanız ve fokuslanmanız için yapılmış bir uygulama. 2500 puana ulaştığınızda sizin adınıza Afrika’da gerçek bir ağaç dikiliyor. Telefonun ucundan ayrılamayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.