Bu sezon başlayan hiçbir dizinin zirveye oturamaması sektöre büyük darbe vurdu. Herkes kendi arasında dizilerin bittiğini konuşurken, asıl sorun gözden kaçıyordu. Bu sezon dizilerin neden tutmadığı onlarca sebeple açıklanabilir. Fakat en önemli neden senaryolardı. Çünkü başlayan hiçbir dizi ilk bölümde izleyiciye ne anlatacağını vaat etmiyordu. Neredeyse tüm bölüm karakterleri tanıyor ve ne olduğunu anlamadan “1. bölümün sonu” yazısını görüyorduk. Oysa Türk toplumunun bugüne kadar takipçisi olduğu dizilere baktığımızda hepsinde ilk bölümde seyirciye çengel atılıyordu. Kısacası hikâye bize bir sezon ne izleyeceğimizi daha ilk bölümde söylüyordu. Binbir Gece, Aliye, Asmalı Konak, Fatmagül’ün Suçu Ne, Ezel, Karagül gibi dizilerin ilk bölümlerini hatırlarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Bu sezon değişen denek yapısı tabii ki pek çok şeyi etkiledi ama yukarıda bahsettiğim gibi dizilerde çıkmadı. Çıksaydı emin olun herkes izlerdi. Neyse ki, son anda üç dizi sektörün kurtuluşu adına ümit verdi.
Seyirciye üstten bakmak kaybettiriyor
Pazar akşamı Tüm Kişiler’de Urfalıyam Ezelden, AB’de Gönül İşleri’nin birinci olması “Oh” dedirtti. Salı akşamı ise Kaderimin Yazıldığı Gün dizisinin neredeyse Tüm Kişiler’de zirveye oturmasına az kaldı. AB’de ise şampiyonluğu üstlendi. Bu üç örnek sektöre şunu gösterdi: Demek ki, izleyiciye uzun uzun karakter anlatmak yerine samimi bir hikâye anlatıp, dizide ne izleyeceği konusunda açık olursanız yeni diziyi de satın alıyor. Kaldı ki, her üç dizide de eleştirilecek çok şey var ama işin bütününe bakıldığında üçü de seyirciye “Ben sizden zekiyim” demek yerine “Ben size çok iyi bildiğiniz bir hikâyeyi bir de kendi dilimden anlatacağım” diyor. Tartışmasız bu sezon seyirci senaryoların kendisine üstten bakmasından rahatsız. Bu dizilerin zirveye oturması da bunun en açık göstergesi.