Öyle Bir Geçer Zaman ki’de Mete olarak karşımıza çıktığında da yetenekliydi ama Muhteşem Yüzyıl’da gerçekten tarih yazdı Aras Bulut İynemli. Özellikle bu bölüm onu izlerken ekrandan gözlerimi alamadım. Savaş alanında kardeşi Selim’e karşı savaşan hırslı bir Bayezid, vurulduğunda onurunu kaybetmeyen bir şehzade, iyileşmeye çalışırken yaralı bir aslan, kaçarken gururunu kaybetmiş bir asker, İran şahına sığınırken kendisinden utanan bir oğul, çocuklarıyla vedalaşırken acılı bir baba, Defne’ye aşkla bakan bir delikanlı ama en çok babasının sevgisini kazanamadığı için kalbi kırık bir çocuk vardı karşımızda. Yani bir bölümde bize sekiz farklı karakter, sekiz farklı duygu sundu. Kolay değil, emeğine, duyguna sağlık İynemli. Gelecek hafta ölecek ve Muhteşem Yüzyıl’daki görevi sona erecek Bayezid’in. Tarihin seyri de onun ölümüyle değişecek. Ne yazık ki, okumayan ve Bayezid’in, Rüstem’in, Mustafa’nın nasıl öldüğünü diziden öğrenen bir toplumuz. Umarım herkes kendine düşen payı çıkarır ve sorgular.
Şehzadelerin ölüm müziği var
Muhteşem Yüzyıl’ın müzikleri gerçekten projeye sonuna kadar hizmet ediyor. Jenerik müziğinden tüm temalarına kadar insanı o günlere götürüyor ve tarihi sorgulamasına teşvik ediyor. Ama bir türkü var ki, bana hem ölümü, hem aile ilişkilerini, hem de geçmişi sorgulatıyor. Zahid Bizi Tan Eyleme türküsünden bahsediyorum. İlk defa şehzade Mustafa ölüme giderken dinledik türküyü. O günden beri hem müziği, hem yorumu, hem de aslında müthiş derin anlamlar içeren sözleriyle kalbimde yer etti. Çarşamba akşamı ekrana gelen bölümde de aynı türkü bu defa şehzade Bayezid vurulduğunda çalmaya başladı. Aslında o ok o müzikle birleşince hepimizin kalbine, geçmişine saplandı. Muhteşem Yüzyıl müziklerinin ikinci albümü çıkmış. Bence şehzadelerin ölüm müziğini, biraz da içinde bulunduğumuz durumu değerlendirmek için siz de sık sık dinleyin.
Rüstem Paşa’ya veda ettik
Kimler geldi, kimler geçti Muhteşem Yüzyıl’dan… Artık finale çok az kaldığı için herkesin ölümüne şahit oluyoruz. Bu hafta bir domuz seyisliğinden vezir-i azamlığa yükselen, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın tek kızı Mihrimah Sultan’ın eşi Rüstem Paşa’ya veda ettik. Yaşamak için güce tapmanın, koşulsuz sorgusuz sadece gücün yanında durmanın ne olduğunun kanıtıydı Rüstem Paşa. Ozan Güven, şahane bir yorum getirdi karaktere. Diziye veda ederken kafayı Rüstem Paşa Camii’nin yapılışına takmıştı. Çok görkemli olmasını ve yüzyıllar sonra bile bakıldığında onun kudretinin hatırlanmasını istiyordu. Şimdi o camisi Tahtakale’de. Mimar Sinan mimarisinin sadeliğinden uzak, bir Çini müzesi olan Rüstem Paşa Camii deniz kıyısında bulunuyor. Turistler tarafından çok ilgi çekmesine rağmen, Türklerin çok ilgi göstermediği bir camidir. Ama mutlaka gezin. Dönemin çinilerine hayran kalacaksınız.
Atmaca gibi dostun olsun
Sarp Akkaya’nın hayat verdiği, tarihte olmayan kurmaca bir karakter olan Atmaca bu sezon hepimize “Atmaca gibi dostun olsun, milyonlarca borcun olsun” dedirtti. Önce şehzade Mustafa’nın, sonra Bayezid’in en önemli adamı oldu. Finalde de Rüstem Paşa’yı öldürerek bir devri kapattı. Akkaya diziye veda etti ama Ezek’le başlayıp, Sarı’yla devam ettiği şahane oyunculuk lezzetini Atmaca’da da hepimize sundu.
Aras İynemli oyunculuğuyla tarih yazdı
Haberin Devamı