“Altındağlı”, “The Sopranos”un yanından bile geçemez

Haberin Devamı

Rahmetli James Gandolfini’nin Tony Soprano rolünü üstlendiği, The Sopranos dizisinden uyarlanan, Şafak Sezer, Aydemir Akbaş, Hande Ataizi, Başak Sayan ve Berk Atan’ın başrollerini oynadığı Altındağlı dizisi pazartesi akşamı ilk bölümüyle görücüye çıktı. Şafak Sezer’in başrolü oynayacağını duyduğumdan beri ne yalan söyleyeyim “Olmaz, olamaz” diye bir önyargım vardı. Ama dizinin beni şaşırtan oyuncusu da Şafak Sezer oldu. Onu komedi oyunculuğunda izlemeye aşina olduğumuz için Ekrem Altındağlı olarak ilk başta yadırgadım. Yer yer jestleriyle komediye kaysa da, hiç fena değildi. Keşke yönetmen Burak Kuka mizansenleri daha ciddiye alsaymış. Çünkü Şafak Sezer, onu komedyen olarak tanısak da, önyargımızı silebilirmiş. O potansiyeli verdi. Ahmet Saatçioğlu imzalı senaryonun büyük bir bölümü The Sopranos’un aynısı olsa da diziyi uzatmak için eklenen sahneler işin inandırıcılığını azaltmış. Ne yazık ki, senaryonun akışında bir bütünlük yoktu. Dizinin müziğinden kostümlerine, color correction’ından prodüksiyonuna, senaryosundan oyuncu seçimine özensizlik akıyordu. Sanki herkes toplanıp bir haftada “Hadi çekip gidelim” der gibiydi. Dizinin yan kadrosunda tercih edilen isimler Kolpaçino filmini hatırlattı. Sonuç olarak Amerika’nın efsane dizilerinden birini yapıp, Kolpaçino oyuncu kadrosunu oynatmak olsa olsa intihar etmektir. Bu kadar ciddi bir işi sulandırmaya benzer. Zaten reyting sonuçları da bunu doğruluyor. Dizi Tüm Kişiler’de 3.47 reytingle 16’ıncı, AB’de 2.26’yla 20’nci oldu. Altındağlı benden efsane The Sopranos’u sildi. Tıpkı Pamir’in dizide Ekrem Altındağlı’ya söylediği gibi “Televizyonda saçma sapan mafya dizileri yapıyorlar” duygusu yarattı.

Gönül Hırsızı değil romantik aylak olmuş

Hasan Kaçan, Tuğçe Kazaz ve Cem Kılıç’ın başrollerini oynadığı Gönül Hırsızı dizisi açılışını pazartesi akşamı yaptı. Oyuncu kadrosuyla yeni Ekmek Teknesi duygusu yaratan dizi, Necati Şaşmaz ve Pana Film’e teşekkür ederek başladı. Tarık’ın Kurtlar Vadisi rüyası son derece absürttü. Bence o sahneye hiç gerek yoktu. Daha başlar başlamaz Leyla ile Mecnun’u taklit mi ediyorlar duygusu yarattı. Sonrasında durumu toparladılar. Gönül Hırsızı, okula gitmek yerine evde aylaklık yapan Tarık ve veteriner Hülya’nın aşkına odaklanan, etrafına mahalleliyi koyan sıcak bir iş olmuş. Ama dizinin adı Gönül Hırsızı olsa da, ilk bölümden anladığımız kadarıyla bizim gönül hırsızı romantik aylakmış. Dizinin hem senaristi hem de oyuncusu olan Hasan Kaçan, adı gibi nadir bulunan, nev-i şahsına münhasır Nadir karakteriyle karşımızdaydı. Seyyar kütüphanesinde gecenin en şahane diyaloğuna da imza attı: “Aşk oku adama narkozla girer, o yüzden hiçbir şey hissetmezsin. Ama çıkarken narkozsuz çıkar. Canını fena acıtır.” Mehtap Bayrı, Ateş karakteriyle beni yine şaşırttı. Şarap gibi kadın Bayrı, yıllar geçtikçe daha da güzelleşiyor. Tuğçe Kazaz’dan Hülya olmuş. Tek eleştirim Cem Kılıç’a… Tarık’ı bu kadar abartarak oynamasına gerek yok. Hatırlarsanız Ekmek Teknesi’nde “Lan Jale” repliğini dilimize pelesenk etmişti. Bu kez “Bebekim” aynı etkiyi yaratacak gibi görünüyor. Gönül Hırsızı, ilk bölümüyle Tüm Kişiler’de 1.20 reytingle 66’ncı, AB’de ise yine 1.20’yle 48’inci oldu. Bence daha yükseklerde olmayı hak ediyor. Kısaca, Gönül Hırsızı senaryosundan yönetmenliğine, oyunculuklarından müziğine eli yüzü düzgün bir iş olmuş. Ama biraz daha komedi yapmaları lazım. Senaryoyu biraz toparlarlarsa sıcacık bir iş ortaya çıkar.

DİĞER YENİ YAZILAR