Serhan Yavaş, İpek Karapınar, Tolga Güleç, Meltem Miraloğlu, Erkam Aydar ve Emel Göksu’nun başrollerini paylaştığı Adını Kalbime Yazdım dizisi cumartesi akşamı görücüye çıktı. Arka fonuna kan davasını alan ve İstanbul-Mardin hattında yaşanan bir aşk hikâyesini konu edinen dizinin yönetmenliğini Metin Balekoğlu üstleniyor. Senaryosunu Şebnem Aksoy ve Umut Açıkalın’ın kaleme aldığı Adını Kalbime Yazdım, Show TV’nin yeni sezon işlerinden ilkiydi. Dizinin yapımcılığında ise Deniz Yıldızı, Beni Affet ve Beni Unutma’nın yapım şirketi Focus Film imzası var. Gelelim ilk bölümün bize anlattıklarına… Dizi Serhan Yavaş’ın yani Ömer’in ata binme sahnesiyle başladı. Ne yalan söyleyeyim, içimden “Oh be ata binmeyi bilen bir jönümüz daha var” dedim. Çünkü şu sıralar ekranda ata binebilen oyuncu görmekte zorlanıyorum. Ata binerken bileğini sakatlayan Ömer’in evine doktor getirtmesiyle aşk hikâyesine giriş yaptılar. Açıkçası İpek Karapınar’ın mizacının sert ve keskin olmasından dolayı jönfi olamayacağını düşünüyordum. Ama beni utandırdı. Saç rengini açması ifadesini yumuşatmış ve bence Leyla’ya çok inanmış. Ömer’le olan her sahnesi çok gerçekti. Serhan Yavaş konusuna gelince, keşke ekrana ara verdiği iki yıl boyunca oyunculuğunu geliştirmek adına çalışsaymış. Unutulmaz’dan bu yana oyunculuğunun üzerine hiçbir şey koymamış. Kendi sesini de kullanmaması izleyiciyle Ömer arasına mesafe koydu.
Sarı-kara zıtlığı vardı
Dizide üç karakteri gerçekten çok beğendim. İlki, Halil ağa yani Tolga Güleç. Tolga, Öyle Bir Geçer Zaman ki’de Ahmet karakterine hayat veriyordu. Berrin’e olan aşkıyla bize romantik erkeğin nasıl olunduğunu gösteriyordu. Adını Kalbime Yazdım’da ise ters köşe bir rolle karşımıza çıktı. Gerçekten töresine bağlı, deli fişek bir ağa olmuştu. İkinci favori karakterim Dicle oldu yani Meltem Miraloğlu… Nerede Hayat Devam Ediyor’un Hayat’ı, nerede Dicle dedirtti. Eminim Dicle ortalığı daha çok karıştıracak ve biz onun hikâyesini takip edeceğiz. Üçüncü karakter ise Kadir’di. O Ses Türkiye’den tanıdığımız Erkam Aydar, ilk kez oyunculuğu denemesine rağmen oldukça iyiydi. Ben oyuncu seçiminde en çok ağaların sarı ve kara zıtlığını sevdim. Genelde dizilerde kötü karakterleri koyu renkli gösterirler. İlk defa bir dizide açık tenli bir kötü gördük.
Perşembe yayınlanmalı
Türkiye’de bugüne kadar onlarca töre dizisi izledik. Uzun süredir bu türde bir dizi yoktu. Bu sezon töre dizisi eksikliğini de Adını Kalbime Yazdım doldurmuş oldu. Birçoğumuz için konu klişe, hatta çoğumuza Sıla dizisini hatırlattı. Fakat ben diyalogları beğendim. Özellikle Ömer ve Leyla’nın ofis sahnesine ve arabada telefon unutma sahnesine çok güldüm. Dizideki en büyük sorunlardan biri Ömer’in kostümleriydi. Bir ağanın o kadar renkli giydirilmesi olmamıştı. Kostümler kaliteliydi ama uyumsuzluk gözden kaçmıyordu. Gömleklerin üzerine takılan şallar çirkin görünüyordu. Dizinin müziklerini de sevdim. Adını Kalbime Yazdım, cumartesi akşamı Yetenek Sizsiniz, Şefkat Tepe, Fatih Harbiye, Arka Sokaklar ve Kayıp’a karşı girdiği mücadelede ilk hafta Tüm Kişiler’de 2.05 reytingle 22’inci, AB’de 1.86’yla 20’inci oldu. Bu kadarını hak etmemişti. Bence Adını Kalbime Yazdım, tamamen Tüm Kişiler’i hedefleyen ve doğru bir günde yayınlanırsa seyirciyi ekrana çekecek bir dizi. Cumartesi dizinin muadili Şefkat Tepe ve Fatih Harbiye var. Perşembe ekrana gelirse alternatif olabilir.
Adını Kalbime Yazdım nasıl başladı?
Haberin Devamı