TMC-Erol Avcı’nın yapımcılığını, Çağatay Tosun’un yönetmenliğini üstlendiği, Sema Ali Erol, Figen Şakacı, Mahir Erol’un senaryosunu kaleme aldığı, Kıraç ve Nevzat Yılmaz’ın müziklerini yaptığı Acı Aşk dizisi pazar akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Seçkin Özdemir, Selin Şekerci, Sezgi Sena Akay, Alperen Duymaz, Hüseyin Avni Danyal, Nerminan Uğur, Erkan Can, Nazan Diper, Mutlu Güney, Türkü Turan, Çağla Özavcı, Tolga Mendi, Umur Yiğit Vanlı’nın rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 2.26 reytingle 21’inci, AB’de 1.54’le 33’incü, ABC1’de 2.11’le 23’üncü oldu. Acı Aşk’ın ilk bölüm için çok hatası vardı ama bu kadar acılı bir sonucu hak etmiyordu. Acı Aşk, Melek ve Bulut’un ilk karşılaştıkları anda başlayan aşklarını, daha üçüncü görüşmede birlikteliğe ve büyük bir aşka dönüştürmüş. İşte asıl sorun burada başlıyor. Bu devirde kimse kimseye ilk görüşte, üstelikte hakkında hiçbir şey bilmeden bu kadar aşık olmuyor. Eğer aşık oluyorsa da bunu altında seyirciyi ikna eden tarafları oluyor. O nedenle işin inandırıcılıktan en uzak tarafı bu aşktı. Ama dizinin ana omurgasını da bu aşk oluşturuyor. Bulut’un yalnızlığını ve sahte dünyadan kaçışını anladık ama Melek gibi ailesine bağlı bir kızın sadece adını bildiği bir adam Sığacık’a geldi diye boynuna atlayıp onunla birlikte olmasını, Avrupa Gençlik Orkestrası’na sırf Bulut’la konuşmak için gitmemesini ben kendi adıma anlamadım. Daha doğrusu inandırıcı bulmadım.
Bölüm finali heyecan yaratamadı
Dizinin neredeyse yarısından sonra adamın evli olduğunu öğrenmemiz, karısı Sude’nin kendisini aldatan kocasını önce normal karşılayıp sonra çıldırması da hiç Türk kadınına uygun bir davranış değildi. Özellikle birinci bölüm finalinin Bulut ve Melek’in sarılmasını yakalayan Sude olması da sahneyi büyütmedi. Sude olayı bilmese ve o anda öğrense bölüm finali olabilirdi. Ama dizinin yarısında annesine hiç umursamadan “Kocam beni aldatıyor” diyen bir kadının aşıkları yakalaması heyecanlı bir final olmadı. Dizinin en samimi karakteri Ali’ydi. Annesini babasının ölüme terk ettiğine inanan, babasının servetini reddeden ve bağımlı sevgilisi Eylül’e deli gibi âşık olan Ali’yi sanırım izleyen her kadın sevmiştir. Çünkü sevdiğini yaşatmak tek arzusu. Kısacası, Acı Aşk’ın en büyük sorunu derdini birinci bölümde anlatamayan, olayı akışını kuran ama sahneleri büyütemeyen bir iş olmasıydı. Çağatay Tosun’un rejisini her zaman severim.
İlk bölümün günahı olur
Gelelim oyunculuklara; Sezgi Sena Akay ekrana çok yakışmış. Harika gülüyor. Tecrübesizliği fark edilir olsa da sırıtmamıştı. Eğitim alırsa uzun süre onu konuşuruz. Alperen Duymaz’a bayıldım. O da ekran için yeni bir keşif. Selin Şekerci’yi zaten ekranda görmeyi özlemiştim. Bu defa kötü bir karakterle karşımıza çıkmasının da doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Seçkin Özdemir, iyi işlenmiş Bulut karakterinin yalnızlığını, sıkışmışlığını ve hırsına bize inandırdı. Hüseyin Avni Danyal, Erkan Can, Neriman Uğur’a diyecek söz yok. Üçü de canlandırdıkları karakter olmuşlardı. Konuk oyuncu Türkü Turan’ın ilk bölümde ölmesini değil, birkaç bölüm ortalığı karıştırmasını beklerdim. Dizinin ikinci bölümü çok daha heyecanlı bir tanıtımla çıktı. Kanalı Show TV’nin bu hafta hem gündüz, hem de gece tekrar yayınlamasıyla ikinci bölümde daha fazla dikkat çekecektir. Ama söylemeden duramayacağım, önünüzde bu kadar vakit varken neden ilk bölümün senaryosu için daha fazla vakit harcanmadı? Türkiye dizi sektörünün artık ilk bölümün günahı olmaz klişesinden, ilk bölümün günahı olur klişesine geçmesi gerekiyor. Çünkü bu seyircinin bir diziye bölümlerce şans verecek tahammülü yok.