4. Murad’a 45 milyon liralık plato

5 Ocak 2011’de yayın hayatına başladığından beri kuşku yok ki, Türkiye’nin en çok merak edilen seti Muhteşem Yüzyıl’dır. O sarayı görmek için hepimiz can atıyorduk. Ancak bugüne kadar seti hiç basına açmadılar. Birkaç yardım etkinliği dışında da kimse girememişti. TEM Stüdyoları’ndan Hadımköy’e taşınan Muhteşem Yüzyıl seti ilk defa Türk gazetecilere önceki gün açıldı. FOX TV’de ekrana gelen Muhteşem Yüzyıl Kösem-4. Murad Bağdat Fatihi dizisinin setine gitmek için özel VIP araçlarla alındık. Arabada şerbet ve lokum ikramıyla 1.5 saat süren Hadımköy yolculuğumuz başladı. Önce açık platoya gittik. 26 bin 500 metrekarelik bir tarlaya öyle bir plato inşaa etmişler ki, tarihin yansımasında geziyormuş gibi hissediyorsunuz. Limandan başladık gezmeye, Kösem Vakfı ve avlusu, Culüs meydanı, divan ve Arz Odası’yla devam ettik. Dış dekoru sanat yönetmeni Nilüfer Çamur gezdirdi. Yapımcı Timur Savcı’yla birlikte yapılanları anlattılar. Arz Odası’na ve divana ise yönetmen M. Çağatay Tosun rehberliğinde girdik. Devlet kapısından geçtik, önemli kararların alındığı odada oturduk. Dikkatimizi divanın açık olması çekti. Çağatay Tosun, “O dönemde şeffaflık varmış. Divanda alınan kararları saray nüfusu dinleyebilirmiş. O nedenle duvar yerine açık bir alan inşa ettirdi sanat yönetmenimiz” diyerek açıkladı. Galata Kulesi’ne yani Hezarfen Çelebi’nin mekanına da girdik. Oda Zihni Sinir icatlarıyla doluydu. Tartışmasız mekânsal olarak en eğlenceli odaydı. Bu diziye de yansıyor.

Haberin Devamı

4. Murad’a 45 milyon liralık plato

4. Murad benim için lütuf

Metin Akdülger’in önünde “Hünkarım” diyerek eğildim. Gülümsedikten sonra heyecanını paylaştı: “Yaptığım işten çok keyif alıyorum ve 4. Murad’ın benim için bir lütuf olduğunu düşünüyorum. Böyle bir zamanda bu hikâyeyi anlatmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Hayatımda hiçbir karakteri bu kadar çok okumadım. Murad’la ilgili ne bulduysam okudum, okuyorum. Üzerimde büyük sorumluluk hissediyorum. Hâlâ sürecin içindeyim. Tabii ki daha iyi olacak ve bunun için çaba harcayacağım. Bu iş için haftanın 4 günü ata binmek çok hoşuma gidiyor. O aksiyonlara hazırlanmak çok eğlenceli. Her zaman daha iyisinin olacağını biliyorum ama yaptığım işten tatmin oluyorum.”

Haberin Devamı

“Padişahı konuşturmak çok zordur”

İkinci durağımız kırmızı platoydu. Tüm dış cephesi kırmızı olduğu için bu adı almış. Orada da lokum ve şerbetlerle karşılandıktan sonra 3200 metrekarelik platoda Has Oda, Kösem Daire, Silahtar Oda, İncili Köşk, şehzade daireleri, Altınyol, zindan, harem, hamam ve mutfağı gezdik. Has Oda’ya girip fotoğraf çektirmemek olmazdı. 4. Murad’ın tahtına oturup poz verdik ve taşlığa doğru yol aldık. Muhteşem Yüzyıl’dan alışık olduğumuz taşlıkta bizi o dönemin müzikleriyle cariyeler karşıladı. Yer sofrasına oturduk. Yapımcı Timur Savcı, FOX TV genel müdürü Cenk Soner, oyuncular Nurgül Yeşilçay, Metin Akdülger ve Farah Zeynep Abdullah, senarist Yılmaz Şahin’le sohbete başladık. Tabii ki, ilk merak ettiğimiz şey bu kadar görkemli bir platonun ne kadara mal olduğuydu? Timur Savcı açıkça söyledi. Avrupa’nın bir dizi için yapılan en büyük platosuymuş ve 45 milyon liraya mal olmuş. 4. Murad için çok ciddi bir emek harcanmış. Yılmaz Şahin’e “Padişahı konuşturmaktan korkuyor musunuz?” diye sorduk. Şahin, “Konuşturulması en zor karakter padişah oluyor. Çünkü kendisini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olarak tanımlayan birini konuşturmak her zaman zor. 4. Murad ise değişik, defoları daha fazla olan bir karakter ama sinematografik olarak keyifli. O anlamda konuşturmanın korkutucu bir tarafı var ama alıştığımız da bir şey” cevabını verdi.

Haberin Devamı

Ana konumuz reytinglerdi

Timur Savcı’ya 4. Murad’dan sonra hangi padişahla devam edeceğini sorduk. Savcı, “Üzerine düşünecek fırsatımız henüz olmadı. İnşallah devam ettirecek gücümüz olur. Padişahların arasında draması yapılabileceklerin sayısı kısıtlı. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, 4. Murad ve Abdülhamit. Zaten Abdülhamit şu anda TRT 1’de yapılıyor. Fatih yapıldı, Kanuni ve 4. Murad’ı da biz yaptık. O nedenle şu anda bilemiyorum” cevabını verdi. Nurgül Yeşilçay çekimleri nedeniyle yanımızda çok az durabildi. Hepimiz dizinin reyting sonuçlarının nasıl karşılandığını merak ettiğimiz için onunla fazla sohbet etme fırsatımız olmadı. Ancak Kösem olmaktan mutlu olduğunu gözlerinde gördüğümü itiraf etmeliyim. Bu zaten oyununa da yansıyor. Yemeğimizin ana konusu aslında dizinin aldığı reytinglerdi. Zira, ne olursa olsun -hataları olsa da- bu kadar emek verilen bir işin bu reytingini hak etmediğinin herkes altını çizdi.

Haberin Devamı

Muhteşem Yüzyıl bir ihracat ürünü

Timur Savcı’ya bunun nedenini sorduk: “Bu reytingi biz de beklemiyorduk. Ancak Muhteşem Yüzyıl bir dünya markası. 50’ye aşkın ülkede yayınlanıyor. Mesela Ortadoğu’da ayın en çok izlenen işi. Muhteşem Yüzyıl bir ihracat ürünü. Yatırımı hiç bitmeyen bir iş. Türkiye’de de bir dizi için özel sermayenin yatırım yaptığı tek iş. Eğer sadece buradaki demografik yapıya uygun bir dizi yapsaydık başka bir ligde olurduk. Bu dizinin ligi ise bambaşka. Bence işin niteliği önemli. Cesur olmak da böyle bir iş. Bu işin iyi olduğuna ve Türkiye’nin en kaliteli prodüksiyonu olduğuna inanıyorum. Kuzey Amerika’da da yayına girmiş tek iştir. Asıl çıkan ürüne bakmak gerekiyor. Biz çıkan işten memnunuz ve yolumuza devam ediyoruz.” Muhteşem Yüzyıl markası tartışmasız Türkiye’yi dünyaya açan en önemli dizi. Umarım bu emeğin karşılığını Türkiye’de reytinglerde de alırlar.

DİĞER YENİ YAZILAR