FETÖ ve darbe davalarının içinden çıkılmaz hale gelme tehlikesi devam ediyor. Dünyaya dert anlatma imkanı da ortadan kalkıyor.
Darbeyle, örgütle adı yan yana gelemeyecek insanların tutukluluk hallerinin devam etmesini açıklamak da imkansız hale geliyor.
Öğretmenlerin, küçük memurların, erlerin darbe girişimine katıldıklarını kanıtlamak aşırı zor olacak.
Ömürleri boyunca darbelere, savaşlara karşı durmuş yazarların, darbeci olarak yargı önüne çıkmaları için ısrar etmenin anlamsızlığını görülmediği sürece esas mesele zarar görmeye devam edecektir.
Bir daha bu ülkede darbe girişimi olmamasının önemli güvencelerinden biri bu tür yanlışların yapılmamasıdır.
Darbenin üzerinden iki aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, ilk sarsıntının etkileriyle yapılan yanlışların devam etmesinin olumsuz sonuçlarını tekrar ediyoruz.
FETÖ tehlikesini ve darbeyi dünyaya anlatırken, dünyanın başka telden çalmasına öfke duymak yerine yanlışları düzeltmek aşamasına bir türlü geçemedik. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’de dünyanın liderlerine darbeyi ve FETÖ’yü anlatmaya çalışacak.
Karşısındaki liderler ikili görüşmelerde anlayışla baş sallasalar da akıllarında tutuklu yazarlar, gazeteciler olacak.
Bunu Erdoğan’a söylemelerinin aslında çok önemi yok, önemli olan kafalardaki soru işaretlerini giderememiş olmamız.
FETÖ ve darbe davalarının çıkmaza girmesinin, Ergenekon ve Balyoz davalarına dönmesinin demokrasiye vereceği zarar hepsinin üzerindedir.
Bu davaları da kördüğüme çevirmeye uğraşan kuvvetler vardır. Hesap demokrasinin eğreti olarak kalması, Türkiye’nin hep zayıf olmasıdır.
Siyasi irade bütün anlamsız soruşturmaların yok edilmesi için çok kolay karar verebilir. Hükümet kanun hükmündeki kararname imkanını, bütün mağduriyetlerin giderilmesi için anında kullanabilir.
FETÖ ve darbe davalarının sağlıklı olması gerçekten hayatidir. Hiç bir soru bırakılmadığı zaman bu davalar amacına ulaşabilir. Bunlar hiç bir leke kaldırmaz.