Tepki ve gerçek

Haberin Devamı

Avrupa Birliği’nin Türkiye ilerleme raporuna Ankara’dan tepki geldi. Bu tepkilerin gösterilmesi âdettendir. Ama tepkiyi gösterenler gerçek durumun ne olduğunu da bilirler.

Son raporda, demokratik gelişmeler ve demokratik bir anayasa yapma iradesi, beklendiği gibi övülüyor ve destekleniyor.

Ancak Avrupa Birliği’nde geçerli standartlara uymayan hususlar da açık olarak belirtiliyor. Bunlardan biri, bütün demokratik girişimlere rağmen hapiste gazeteci olmasıdır.

***


Sorumlu Bakan Egemen Bağış, gazeteci kimliği taşısa da gazetecilik faaliyeti nedeniyle hapiste bulunan kimse olmadığını söyledi. Bunun doğru olmadığını herkes biliyor.

Kuşkusuz kendileri de biliyor.

Terörle mücadele yasasına hâlâ el sürülmediği ve ilgili maddeleri bol kepçe uygulanma alışkanlığı devam ettiği için şu anda hapisanede, sadece yazı yazmış olmak, yayıncılık yapmış olmaktan dolayı hapis yatanlar var.

Aynı durumdakilerin sayısının eskiden çok daha fazla olduğu söylenebilir, ama bu bir mazeret olamaz. Silaha el sürmemiş, herhangi bir terör eylemine karışmamış, yayın yoluyla fikir beyan etmiş bu kişiler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hapistedir.

Ahmet Şık ve Nedim Şener de gazetecidir ve gazetecilik faaliyetinden başka bir şey yaptıklarına ilişkin herhangi bir kanıt da ortaya çıkarılmamıştır. Yine, bu gibi olayları çok yaşamış, görmüş olmamız da bir mazeret teşkil edemez.

***


Bu sorunu; hâlâ yazı, basın ve gazetecilik faaliyetlerinin, kimseyi inandırmayan gerekçelerle kovuşturulmasını Ankara dünyaya açıklayamıyor. Açıklaması da mümkün değildir.

Avrupa Birliği standartlarına kendimiz için ulaşmamız gerektiğini de sürekli olarak siyasiler söylüyor.

O standartlara ulaştığımız gün, yazısı, yayını dolayısıyla kovuşturulan, tutuklanan tek bir kişinin bile kalmadığı gündür.

***


Avrupa Birliği’nin raporunda dikkat çeken bir başka tespit de, geçen bir yıl içinde müzakerelerde hiçbir ilerleme sağlanmamış olmasıdır. Ankara bu konuda da hiçbir özeleştiri yapmaz, durumu sadece Avrupa’daki “karşıt kuvvetler”in faaliyetlerine bağlar.

Oysa sadece Avrupa Birliği için kurulmuş bir bakanlık olmasına rağmen bir yıldır “tık” olmamasını açıklamak durumunda olan da herhalde Ankara’dır.

DİĞER YENİ YAZILAR