Haberin Devamı
Son saldırılar, terör kavramını da aşan, “topyekûn savaş” saldırılarıdır. Böyle bir saldırıya uğrayan kim olursa olsun, bunu başka türlü algılayamaz.
Bir süredir, 90’lı yıllara dönüş kaygısını hatırlatıyoruz. Kimsenin sözünün olmadığı, sözü olanın konuşamadığı; topyekûn savaşın tek ihtimal, tek gerçek olarak görüldüğü o yıllarda ne kadar kirlendiğimizi de şimdi görebiliyoruz.
Bunu görmemekte ısrar edenler hâlâ var.
Hatta sorun sanki dünkü saldırılarla başlamış gibi davrananlar, konuşanlar da var.
90’lı yılların en düz ve sahte duygusal nutuklarıyla ilgi toplamaya çalışanlar da var.
PKK’nın topyekûn saldırısının amaçlarını anlayabildiğimiz zaman ne yapmamız, ne yamamamız gerektiğini de görebiliriz.
Bu saldırılarla Türk toplumunun ve Türkiye’nin Kürtlerinin barış umutlarının kırılması, tekrar ağır bir savaşçı ruh haline girmeleri amaçlanıyor. O zaman bütün Türk toplumunun ve Türkiye vatandaşı Kürtlerin bu savaş ruhundan, umutsuzluk karanlığından çıkmaları için gereken her şeyi yapmalıyız.
Bu saldırılarla, barışçı dillerin susması, savaş dilinin en ağır şekilde egemen olması isteniyor. O zaman her şeye rağmen; bu oyuna düşmeye pek hevesli olanlara rağmen barış dilinin egemen olmasını sağlamalıyız.
Bu saldırılarla, öncelikle anayasa çalışmalarında beklenen “demokrat” tavırların tereddütlü hale gelmesi, böylelikle Türkiye Kürtlerinde “Ankara yine demokrasiden caydı” inancının yerleşmesi amaçlanıyor. O zaman bu saldırıların yarattığı bütün duygusal dalgalanmalara rağmen, yeni anayasanın demokratik ve çağdaş nitelikleri hakkında ısrarlı olmakta asla tereddüt etmemek gerekiyor.
PKK’nın topyekûn saldırısının, kendisi için intihardan başka bir şey olmaması için, kurulan tuzakların hiçbirine düşmemek gerekiyor. Bu tuzaklara düşmeye hevesli olanlara rağmen, bugün ne olduğunu anlamamakta, dün ne olduğunu öğrenmemeke ısrar edenlere rağmen düşmemek gerekiyor.
Bazen barışa en uzak olduğumuzu sandığımız nokta, belki barışa en yakın olduğumuz noktadır. Bunun için de sözün bitmemesi gerekiyor. Bu saldırılarla önce sözün bitmesi amaçlanıyor: O zaman söz bitmez, bitemez.