Onlar da ‘seçilmiş’

Haberin Devamı

Meclis Başkanı Cemil Çiçek “tutuklu milletvekilleri” sorununu çözmek için harekete geçti. Tutuklu olarak yargılanan toplam 9 milletvekili dolayısıyla üç siyasi partinin katılımıyla bir yasa değişikliği yapılarak milletvekillerine bir tür “muafiyet” getirilmesi öngörülüyor. Meclis Başkanı bizzat harekete geçtiğine göre bu girişim hükümet tarafından da onaylanmıştır.

Toplam tutuklu sayısını 9 olarak vermemizin nedeni, BDP’nin tutuklu beş milletvekili yanında, vekilliği Yüksek Seçim Kurulu tarafından düşürülmüş olan ve yerini AKP’li adayın aldığı BDP’li Hatip Dicle’nin de bu haktan yararlanması gerekliliğidir.

***


BDP’li 6 vekil KCK davalarından; CHP’li 2 ve MHP’li 1 vekil de Ergenekon darbe girişimi davalarından tutuklu. Özgürlüklerine kavuşmalarının sağlanmasının temel gerekçesi, “halk tarafından seçilmiş” olmalarına dayandırılıyor.

Ama “seçilmiş” sıfatına sahip olanlar sadece bu milletvekilleri değildir. KCK davalarından tutuklu olan “seçilmişler” listesi epeyce uzundur: 32 belediye başkanı, 13 belediye başkan yardımcısı, 93 belediye meclisi üyesi, 13 il genel meclisi üyesi...

***


8 veya 9 milletvekili nasıl halkın oyuyla seçilip o göreve gelmişse, bu 151 kişi de yerel yönetimlerde görev alsınlar diye halkın oylarıyla seçilmişlerdir.

Onlar da halk iradesini temsil eden kişilerdir; birilerinin “merkez yönetimi”ne diğerlerinin “yerel yönetime” seçilmiş olmaları demokrasinin temel mantığı açısından bir “rütbe” farkı yaratmaz.

9 milletvekilinin salınması “halkın iradesine saygı” nedeniyle gerçekleştiriliyorsa, 151 yerel yöneticiye oy verenler de aynı saygıyı görmek durumundadır. Birine verilen oyun “daha saygın” diğerine verilen oyun “daha az saygın” sayılması demokratik sistemin temel mantığına aykırıdır.

***


Tutuklu vekillerin salınması için hukuki formül arayanlar, tutuklu yerel yöneticilerin salınması için de aynı çabayı gösterirlerse hem tutarlı olur hem de gerilimin azalmasına katkıda bulunurlar.

Tabii ki ortak amaç sadece “tutuklu vekil” kavramının değil, “siyasi dava” ve “siyasi tutuklu” kavramlarının olmadığı, sadece elini silaha sürenlerin ceza gördüğü bir ülke haline gelmek olduğunda bu sorunların çözümü çok daha kolay olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR