Kitaba ayrıcalık talebidir

Haberin Devamı

Bir süre önce Gümrük yöneticileri, yurt dışından posta ve benzeri yolla gelen “eşya”lara uygulanan gümrük vergisi muafiyetini kısıtlamaya karar verdiler.

İki aşamada şöyle bir uygulama ortaya çıktı: Yurt dışından posta ya da özel kurye aracılığıyla her vatandaş bir seferde, değeri 75 euro’nun altında eşyayı gümrük ödemeksizin getirtebilecek.

Bu hak iki ayda bir ve yılda en çok beş kez için geçerli olacak.

Kısıtlamaya gerekçe olarak (çeşitli mallar için) posta yoluyla gelen “eşya”nın ticari amaçlarla kullanılması, örneğin ilaç gibi denetimi zorunlu ürünlerin de bu yolla ülkeye sokulabilmesi gösteriliyor.

***


Ticari amaçlı faaliyetleri bilemeyiz; ama bildiğimiz bir şey var, bu uygulama dolayısıyla yurt dışından kitap getirtmek imkânsız hale geldi.

Yurt dışından yılda en çok on kitap getirtmeniz, üstelik sipariş tarihlerini iki ayda bire denk gelecek şekilde ayarlamanız gerekiyor, ancak bu şekilde kısıtlamaya girmiyorsunuz.

Dünyadaki yayınları izleyenler, izlemek isteyenler için son derece anlamsız, tuhaf bir uygulama. Bu ay okumak istediğiniz üç kitap yayınlanmışsa, bunlardan ikisini ısmarlayacak ve sonra da “tam” iki ay geçmesini bekleyip üçüncü kitabı isteyeceksiniz.

O arada ilginizi çeken başka bir yayın çıkarsa yine oturup ayları hesaplayacak, ayrıca yılda 5 kez bariyerini erkenden aşmamaya dikkat edecek, eğer “hakkınız“ kalıyorsa onu da sipariş edeceksiniz.

Eğer böyle yapmaz, kafanıza göre ısmarlarsanız, kitap fiyatı kadar gümrük vergisi ödeyeceksiniz. Haydi bunu da kabul ettiniz, ilgili devlet dairesini bulmak, oraya gitmek, işlemleri beklemek, ödemeyi yaptıktan sonra kitabınızı almak gibi hiç de azımsanmayacak bir zahmeti çekmeye de mecbur kalacaksınız.

***


Dünyayı izleyen, dünyayı bilen gençlerin varlığı ve sayılarının artması, ayrıca kitap okurunun çoğalması için bunca nutuk atılıyor, faaliyet yapılıyorken böyle bir gümrük kısıtlamasına kitabı da dâhil etmek en azından ayıp oluyor.

Herhalde bu ticaret sistemini dizginlemek isteyenlerin aklına kitabın da kısıtlamaya tabi olacağı, bunun da dünyadaki yayınları izlemek isteyenlere yaratacağı yük ve eziyet gelmemiş.

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da bu meseleyi bilmiyor olmalı, çünkü eğer bilseydi hemen müdahale ederdi. Bu sorun bir genelgeyle ortaya çıkmıştır ve yine bir genelgeyle düzeltilebilir. Günay, Başbakanlığın ilgili birimiyle görüşür; “Ö.. veÖ. sayılı genelgelerimizde belirtilmiş uygulamalar kitap, dergi, diğer basılı yayınlar ve kültür sanat ürünleri için geçerli değildir” cümlesinin yazılı olduğu bir diğer genelgenin yayınlanmasını sağlayarak bu anlaşılmaz sorunu ortadan kaldırır, her şey düzelir.

Kültür Bakanı’ndan ve Başbakanlığın ilgili sorumlularından kitap için, kitap okurları adına talebimiz budur.

DİĞER YENİ YAZILAR