En önemli sorunda neredeyse dip noktasına indik. Dip noktası herkesin bloke olduğu, savaştan başka bir şey düşünemediği noktadır.
Hükümet-devlet tarafı “son terörist öldürülene kadar” şiarını iyice benimsemiş, daha yıllarca sürebilecek savaşı kabullenmiş görünmektedir.
Bazen en dip, en umutsuz noktalarda bir hareket gelebilir. Öyle bir hareket İmralı’dan geldi, Abdullah Öcalan kuvvetli bir ışık yaktı.
Uzun süredir kimseyle görüştürülmeyen Öcalan, bayram dolayısıyla kardeşi ve avukatıyla görüştü ve önerisini kardeşinin ağzından iletti.
Barışa ulaşabilmek için verdiği altı aylık süre, afaki gelebilir, ama savaşın kırılma noktası gerçekleştiği andan itibaren de istenirse çok hızlı hareket edilebilir.
Altı ay sonra silahların susması umudu varsa, bunun hamlesi kim tarafından yapılırsa yapılsın herkes bunu dikkate almak zorundadır.
Projeleri olduğunu söyleyen Öcalan devlet de barış istiyorsa, kendisine iki yetkilinin gönderilmesini öneriyor. Bundan, Öcalan’ın kapsamlı bir plan önereceği sonucunu çıkarabiliriz.
PKK üzerinde Öcalan’ın etkisi konusunda çok tartışma yapıldı. Ama Kandil tarafından gelen birçok işaret PKK’nın Öcalan’ın liderliğini tartışma konusu yapmadığını da gösteriyor.
Öcalan’ın Hükümet-devlet tarafından muhatap kabul edilip edilmemesi meselesi de çok tartışılmıştır, ama Öcalan’a hareket alanı açıldığı zaman da barış süreci hayatiyet kazanmıştır.
Ağır hamasi nutuklarla, sürekli olarak barış umudunu azaltan bir dalga son dönemde çok yükselmiştir. Her gün onlarca haber ve açıklamada PKK’nın bittiği, mahvolduğu ilan edilmektedir.
Bir yılı aşkın bir süredir böyle yaşıyoruz ve her gün şehit cenazelerini karşılıyoruz. Ama şu anda hakim olan hava içinde “yeter artık” sesleri de duyulmaz hale geldi.
Teröre destek iddiasıyla yapılan tutuklamalar, açılan davaların önemli kısmı barış için çaba gösteren insanları vurmaktadır. Bunu 15 Temmuz travmasına bağlasak bile, bu tutuklama ve kovuşturmaların kimin zarar hanesine yazıldığı da ortadadır.
İmralı’dan gelen ışığı hafife almak bir imkanın daha heba edilmesi anlamına gelir. Heba edilecek hiçbir imkan yoktur, insanlar ölüyor, insanlar acı çekiyor, savaşın yansımaları bütün toplumun ruhunu yaralıyor.