Haberin Devamı
Açıkça ifade eden yok ama AKP çevrelerinde yeni yapılanma beklenirken, endişe işaretleri satır aralarında da olsa, dışarıya yansıyor.
Başbakan Erdoğan’ın, adı “başkanlık sistemi” olarak konulmasa da cumhurbaşkanı yetkilerini artırma yolunda girişimde bulunup bulunmayacağını AKP’liler de bilmiyor.
Cumhurbaşkanı seçimine iki yıldan az bir süre kaldı ve AKP ile partiye yakın çevrelerde Erdoğan’ın her durumda Çankaya’ya çıkmak istediğine ilişkin bir kuşku yok.
Siyasette, böyle önemli bir koltuk boşalacağı zaman kendisini o makama layık görenler olması, bunların ortaya çıkarak partileri içinde ve bütün kamuoyu nezdinde taleplerinin gereği olan faaliyetlerde bulunması doğaldır.
Ancak AKP içinde başını uzatan, “ben varım” diyen bir siyasetçi görünmüyor. Bunun anlamı, adaylıklarını yüreklerinde tutanların Erdoğan’ın kararını bekledikleridir.
Kuşkusuz ki kuvvetli bir liderin, partisinin kendisinden sonrasını şekillendirmekte etkili olması hem doğal hem de meşrudur. İşte “endişe” işaretleri de bu noktada ortaya çıkıyor.
Demirel de Özal da bütün tecrübelerine rağmen “emanetçi” formülünden kaçınamamış, partilerini ve hükümeti Çankaya’dan yönetmelerini sağlayacak tercihlerde bulunmuşlardır. Ne olduğunu herkes biliyor, ama hatırlamakta fayda var. Tercihlerin ikisi de partilerini ve hükümeti yönetemedikleri gibi partileri de yok olmuştur.
“Emanetçi formülü”nde tayini yapan için ilk risk partinin çoğunluğunun bu karara uymayı reddetmesidir ki, bu yolun parçalanmaya kadar gitmesi ihtimali de her zaman vardır.
AKP’nin ve liderinin, başarı anlamında sık vurguladıkları hususlardan biri, siyasi istikrarın uzun krizlerin ardından AKP tarafından sağlanmış olmasıdır. Bu başarının sahiplerinin, halk desteği sürekli artan bir siyasi partiyi iktidarının on ikinci yılında, parti içinden başlayarak genel bir siyasi istikrarsızlığın kapısını açacak bir yola girmeleri tabii ki mantık çerçevesinde görülebilecek bir durum değildir.
Hele ki bu siyasi istikrarsızlığın devamında “restorasyon” ihtimali bütün ağırlığıyla baş köşede bekliyorsa, “emanetçilik”le başlayacak partiyi dağıtma formülleri iyice akıl dışı kalmaktadır.
Bugünkü belirsizlik devam ettikçe AKP’deki kısık sesli endişeler yüksek sesle ifade edilir ve siyasi istikrarsızlık korkusu da bir kez yayılırsa, havanın tekrar değiştirilmesi herkes için çok güç olur.