Son haberi veren bir emekli subay. Buna göre kasım ayına kadar bir darbe girişimi daha olacak ve bu girişim 15 Temmuz’dan daha kanlı olacak.
Birkaç gün önce yine bir emekli subay, yakın günlerde bir girişimin başlamak üzereyken durdurulduğunu söylemişti.
Bunları emekli subaylar söylediği zaman doğal olarak, ordu içindeki kaynaklarından bilgi aldıklarını varsayıyoruz ve ciddiye alıyoruz.
Bu haberlerin Hükümet cenahında da ciddiye alındığını, bazı beyanatlar dolayısıyla söyleyebiliriz.
Bir darbe girişiminin mümkün olabilmesi için Silahlı Kuvvetlerin ana gövdesinin bu girişime katılması gerekiyor. Başka türlüsü ülkeye de büyük zarar verecek kanlı bir intihar operasyonundan başka bir şey olamaz.
Silahlı Kuvvetlerin önemli bir kısmı katıldığı için 15 Temmuz girişimi mümkün oldu ve az daha başarıya ulaşıyordu. Yeni bir girişim için en az 15 Temmuz’daki kadar bir katılım gerekiyor. Bunun sayısal ifadesi de Silahlı Kuvvetlerin şu andaki general kadrosunun tümüdür.
15 Temmuz ile ilgili birçok karanlık nokta varlığını sürdürürken, “istihbarat” yöntemleriyle kafa karışıklığı yaratma faaliyetleri de aynı hızla devam ediyor.
Ergenekon ve Balyoz davalarının temizlenmesi, darbe çalışması ve meşru olmayan siyasi faaliyetlerin içindeki asker ve sivil kadroların aklanması bu yöntemlerle sağlanmıştır.
Şu anda “itirafçı” kimliğiyle sürekli konuşarak kamuoyunun dikkatini yönlendiren, kafa karışıklığı yaratmak üzerine çalışanların bazılarının esas kimliğinin istihbaratçı olması da muhtemeldir.
Bugüne kadar, yakın tarihteki bütün pisliklerin FETÖ’ye yüklenmesi, diğer darbe faaliyetlerinin unutturulması, sonuçta başka kuvvet merkezlerine rahat faaliyet alanları açmaktadır.
15 Temmuz’un başarısızlığıyla Tayyip Erdoğan’ın siyasi gücünün artmasından rahatsız olanların, demokrasiyle işi olmayan kesimleri vardır ve var olmak için her şeyi yapabilirler.
Şu anda toplumda kafa karışıklığı yaratan, hedef şaşırtan, demokrasi endişesi yaratan bütün icraatlar da bunların işine yaramaktadır.