Haberin Devamı
Başkanlık sistemine geçişin, anayasadaki birkaç maddeyi düzenlemekten ibaret olamayacağını hukukçular ve diğer uzmanlar anlatıyor.
Böyle köklü bir değişiklik bütün idari yapının, yürütmenin bütün alanlarının yeniden düzenlenmesini gerektiriyor.
Eğer sistem değişikliğinin yararına genel olarak ikna olunur da değişiklik gerçekleşirse bu büyük çalışma yapılmış olur, böylece belki de hayırlı bir iş olarak idari yapıdaki kimi sıkıntılı konular da çözülür.
Ama henüz çözüm bulunamamış bir mesele var. ABD ve Fransa’da birçok kez yaşandı.
ABD’de meclisler sürekli yenilendiği için başkanlar zaman zaman, kendilerini destekleyen partinin azınlığa düştüğü meclislerle çalışmak zorunda kalıyor.
Fransa’da sosyalist Mitterrand sağcı bir hükümetle çalışmak zorunda kalmıştı. Daha sonra da Chirac ülkeyi sosyalist bir hükümetle yönetmişti. Her iki durumda da başkanlar için hayat epeyce zor oldu. Fransızlar bu durumu ve iki başlı yönetimde de uyum sağlanmak zorunluluğu olduğunu anlatmak üzere “bir arada yaşama” deyimini kullandılar.
ABD de Fransa da kökleşmiş demokratik sisteme sahip olmalarının yanı sıra, siyasette en geniş anlamıyla “çatışma kültürü”nü geride bırakmış ülkeler.
Bizim gerçeğimiz ise “çatışma kültürü”nü hâlâ iliklerimize kadar taşıyor olmamız. Bunun da sistem tartışmasında ciddi bir karşılığı oluyor.
Siyasi hayatımızın bir başka gerçeği de şu: Kuvvetli liderler, yukarıya çıktıklarında geride epeyce zayıf düşmüş bir parti bırakıyorlar.
Bugünün isimleriyle konuşursak, eğer Erdoğan yeni sistemle, yetkili bir cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya seçilirse, AKP’nin Erdoğan’lı dönemdeki gücünü koruyacağının hiçbir garantisi yok.
Cumhurbaşkanı seçiminde, zorunlu olarak yüzde 50’nin üzerinde oy almış AKP’li cumhurbaşkanı, bir ya da iki yıl sonra CHP’nin çoğunlukta olduğu bir Meclis’le karşı karşıya kalırsa CHP Genel Başkanı’nı başbakan olarak atayacak, bu durumda da hayat herkes için çok zor olabilecektir.
Başkanlık sistemini tartışırken, bu ihtimali de iyi düşünmek gerekiyor. Şu anda geçerliliğini koruyan siyaset yapma alışkanlıklarımızın iki yılda değişeceği hayalini kurmuyorsak, konuyu biraz daha itidalle ele almak zorunluluğunu görmemiz gerekiyor.