Haberin Devamı
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu , dün yaptıkları görüşmenin önemini iki gündür kamuoyunun her kesiminden gelen olumlu tepkilerden görebilirler.
Bu görüşmenin içeriğinden, CHP’den gelen önerilerden daha önemlisi, ülkenin yüzde 80’ine yakınını temsil eden iki partinin birlikte hareket edebileceklerini ilk kez göstermiş olmalarıdır.
CHP’nin önerilerinin ilk maddesi olan Meclis “diyalog” komisyonuna, öneriler Başbakan’a ulaşmadan MHP’den olumsuz cevap geldi. Bunda şaşılacak bir durum yok. Kürt meselesinin çözümüne katkıda bulunacak ve adında “diyalog” kelimesi bulunan bir oluşuma destek vermesi MHP’nin son siyasi dayanağını kaybetmesi olur.
Kürt meselesi ve terör varoldukça MHP’nin belli bir toplumsal desteği olacaktır.
CHP’nin önerdiği komisyon, anayasa komisyonu gibi, dört siyasi partinin eşit katılımını öngörüyor. MHP kesinlikle katılmayacağını açıkladığına göre, o komisyonun yerini Erdoğan’dan gelen önerideki, AKP ile CHP’nin bulunacağı bir çalışma grubu alabilir.
Böyle bir çalışma grubu, faaliyet alanı şu anda net olmamakla beraber, iki büyük parti arasında Kürt meselesi üzerinde bir diyalog kanalı olacağı için en azından yeni anayasanın ilgili maddeleri üzerinde anlaşma sağlanmasını kolaylaştırabilir.
MHP’nin böyle bir çalışmada yer almamasını, CHP’nin önerlerinin mantığının çökmesi gibi algılamanın bir anlamı yoktur. MHP, yüzyıldır süren politikanın, devletçi asayişçi yöntemlerin sonuna kadar sürmesinin taraftarı olduğunu dün de ilan etti.
CHP’nin Meclis komisyonunun yanında önerdiği “akil adamlar” komisyonu daha önce de gündeme gelmiştir. Aslında herhangi bir yaptırım gücü bulunmayan “akil adamlar”ın ne yapacağı son derece meçhuldür. “Resmi sıfat taşıyan kişilerin yapamayacağı görüşmeler ” diye bir ifade CHP tarafında kullanıldı. Buradan çıkarılabilecek olan da, akil adamların PKK ile görüşüp onları silah bırakmaya ikna etmeye çalışacak bir tür “barış elçisi” olmalarının düşünüldüğüdür.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun görüşmesinden geride kalan, iki tarafta da “güvenlikçi politikalar” dışındaki yolların zorlanması iradesinin ortaya çıkmış olmasıdır. İki partili diyalog komisyonu, olumlu bir iletişim köprüsü olarak bu iradelerin kuvvetlendirici bir unsuru olabilir. Yeter ki dünkü görüşme, ardından yapılan açıklamalarla arşive kaldırılmasın.