Kurtlar Vadisi sisli medya vadisi puslu olur

Hem bir televizyon izleyicisi hem de iyi bir gazete okuyucusu olarak zaman zaman çok ilginç tartışmalara şahit oluyorum. Bazı köşe yazılarını ve bazı televizyon yayınlarını iyi takip ettiğiniz zaman neler çıkıyor ortaya neler

Haberin Devamı

Hem bir televizyon izleyicisi hem de iyi bir gazete okuyucusu olarak zaman zaman çok ilginç tartışmalara şahit oluyorum. Bazı köşe yazılarını ve bazı televizyon yayınlarını iyi takip ettiğiniz zaman neler çıkıyor ortaya neler.

Geçenlerde Kurtlar Vadisi dizisinin Show TV ile anlaşamadığı ve diğer kanallarla pazarlıklar yapıldığı yazıyordu gazetelerde. Hatta o hafta Show TV, dizinin eski bölümlerini tekrar yayınladı. Sonra dizinin yapımcıları Show TV ile anlaşma sağladılar ve yeni bölümler yayınlanmaya başladı.

Fakat tam da dizinin yeni bölümünün yayınlanacağı gün Fatih Altaylı Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde "Mafyalığı özendiren dizi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Altaylı, özetle dizinin gençleri mafya dünyasına özendirdiğini anlatıyordu. Ama geçtiğimiz hafta ortaya atılan transfer dedikoduları ile ilgili çok ilginç açıklamalar da vardı yazısının içinde.

Altaylı'nın yazdığına göre, Kurtlar Vadisi dizisinin yapımcıları Show TV'yle anlaşmazlıklar yaşayınca Kanal D'ye transfer olmak istemişlerdi. Ancak Kanal D CEO'su Arzuhan Yalçındağ, "burada toplumsal sorumluluklarımız var"diyerek dizinin Kanal D'ye geçmesini istememişti. Hatta olayı sonradan duyan Aydın Doğan da "Çok iyi yapmışsınız. Bana sorsaydınız ben de almayın derdim. Bize yakışmazdı" demiş.

Altaylı son darbeyi de köşesinde yer alan ne zaman adam oluruz köşesinde yazdığı yazıyla vurmuş Kurtlar Vadisi'ne:

"Çocuklarımıza izlettirmeyeceğimiz bir şeyi başkalarının çocuklarına da izlettirmediğimiz zaman" diyordu.

Fatih Altaylı köşe yazarı olmasının yanında Kanal D'nin en önemli isimlerinden biri. Haber Genel Yayın Yönetmeni sıfatıyla yönetici olarak görev yapıyor. Bu nedenle anlattıkları ciddiye alınacak iddialar.

Derken, perşembe gecesi Show TV Ana Haber Bülteni'ne dizinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz (Polat Alemdar) ve dizinin senaristlerinden Bahadır Özdener konuk oldu. Defne Samyeli karşısındakinin Necati Şaşmaz olduğun unutup sanki Polat Alemdar'la sohbet ediyormuş gibi "baronu siz mi öldüreceksiniz, siz mi baron olacaksınız" gibi sorular sordu.

Dublaj yaptırarak kendi sesini kullanmayan Necati Şaşmaz ise insanları şaşkınlığa uğratan gerçek sesiyle yanıt vermeye çalıştı. Sonra Defne Samyeli'nin sorularının asıl muhatabı senarist Bahadır Özdener konuşmaya başladı.

Bahadır Özdener sohbetin bir yerinde şöyle konuştu:

"Bugün Raci Şaşmaz'la (Dizinin yapımcısı ve senaristi) birlikte oturup keyifle gazeteleri okuduk. Sonra ben Raci'ye şöyle bir soru sordum. Ne zaman adam oluruz abi dedim. O da bana yalan söylemediğimiz zaman dedi."

Bu cümle Fatih Altaylı'nın köşesindeki iddialara Kurtlar Vadisi'nin verdiği bir yanıt aslında. Altaylı'nın yalan söylediğini ima etti Bahadır Özdener. Yani Kurtlar vadisi Kanal D'ye kendi gitmek istememiş, aksine Kanal D onları istemişti. Ancak anlaşamayınca bu iddialar ortaya atılmıştı onlara göre.

Anlaşılan ortada yalan söyleyen birileri var. Bakalım Kurtlar Vadisi yapımcıları açık açık neler olduğunu anlatacaklar mı yoksa arada bir yapacakları göndermelerle Altaylı'nın iddialarına yanıt vermeyi sürdürecekler mi?

Kurtlar Vadisi sisli mi olur bilmem ama Medya Vadisi'nden sis eksik olmayacak gibi görünüyor.

Partimi değiştirmişim, seçmen ne karışır?
Yapılan son yerel seçimlerde İstanbul'un Adalar ilçesi halkı kendilerine belediye başkanı olarak ANAP'lı Coşkun Özden'i seçmişler. Coşkun Özden de diğer tüm adaylar gibi Adalar'ı dolaşıp oy istemiştir hiç kuşkusuz. Birçok Adalı da diğer partilere oy vermemek için ANAP'tan aday olan Coşkun Özden'i seçmiştir.

Neticede seçmen, Coşkun Özden'in ANAP'tan aday olduğunu bilmektedir ve mührünü ANAP ambleminin altına basmıştır anlayacağınız. Ancak geçtiğimiz gün yaşanan bir gelişme mührünü ANAP logosu altına basan seçmenin aklını karıştırabilir. Çünkü Coşkun Özden AKP'ye geçti.

70'li yıllarda karşılıklı futbol oynadığı eski dostu Tayyip Erdoğan'ın partisine geçmeyi tercih etmiş Coşkun Bey. Olabilir, kendi tercihi diyebilirsiniz. Ama burada Coşkun Özden'e oy veren seçmene biraz ayıp olmuyor mu sizce?

Acaba Sayın Özden, kendisine oy veren tüm seçmenlerini tek tek dolaşıp izin almış mı kendilerinden?

"Ey seçmenim, siz bana oy verirken ben ANAP'lıydım ama artık AKP'ye geçiyorum haberiniz olsun" diye tıpkı seçim meydanlarında konuştuğu gibi konuşmuş mu? Hiç sanmam. Siyaset yapanlar, sadece seçim öncesi kendisinden yumurta alınacak tavuk gibi gördükleri seçmeni ziyaret ederler. Yumurtasını kendisine vermesini isterler. Yumurtayı aldıktan sonra ortadan kaybolurlar. Sizden "civciv yapacağım" diye aldığı yumurtayı bir bakıvermişsiniz yağda kızartıvermiş. Bu sadece Coşkun Özden gibi belediye başkanları için geçerli bir durum değil. Siyasi tarihimizde nice parti değiştirmiş milletvekilleri var. Sağdan sola geçenler, soldan sağa geçenler, ikisinden birden sıkılıp ortada durup pazarlık yapanlar, çok parti değiştirmekten dolayı başı dönüp fırıldak lakabını alanlar çoktur bizde.

Ama bunlardan biri de kendisine oy veren seçmenine gidip bunun için izin istemez. Kendi fikri değişmiştir, o kadar. Seçmenin fikrini kim ne yapsın? Seçmen seçim zamanı atmış oyunu, iş bitmiştir. Bir dahaki seçime kadar seçmenin lüzumsuz fikirleriyle uğraşmamak gerekir. Siyasetin bir numaralı kuralı budur. Seçmen seçim zamanı lazımdır. Kalan zamanlarda seçmen diye bir şey yoktur. Siyaset vardır. Bu kuralları tam manasıyla işletmiş olan Coşkun Özden'i tebrik ediyor, kendisine oy veren Adalar halkına geçmiş olsun diyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR